ISLAH DİLEKÇESİNDE FAİZ UNUTULURSA UNUTULAN FAİZ ALACAĞI İÇİN AÇILAN EK FAİZ DAVASI
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2018/5554
KARAR NO:2018/13505
KARAR TARİHİ:21.06.2018
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
>ISLAH DİLEKÇESİNDE FAİZ UNUTULURSA, UNUTULAN FAİZ ALACAĞI İÇİN AÇILAN EK FAİZ DAVASI
ÖZET:ıslah dilekçesinde faiz istenilmesi unutulduğu için ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmişse,
“dava tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş faiz” alacağı için açılan ek faiz davasında ,
ilamlı takibe geçilirken, faiz alacağı saklı tutulmamış ,tahsil sırasında ihtirazi kayıt konulmamışsa borca dahil faiz alacağının da sona ereceği, faiz davasının reddine karar verileceği (TBK 131)
Türk Borçlar Kanunu’nun 131. maddelerinde “Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin işçilik alacaklarına ilişkin … … 11. İş Mahkemesi’nde açılan davada 2011/204 Esas, 2013/60 Karar sayılı ilam ile müvekkilinin tazminat haklarının karar altına alındığını, dosyanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, ancak adı geçen davanın ıslah dilekçesinde sehven faiz istenilmediğini ve faizlerinin belirlenmesinde dava tarihine kadar olan bölümlerin dikkate alınıp ıslah tarihine kadar olan bölümlerin dikkate alınmadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve fazla çalışma alacak faizlerinin ıslah edilen zamandan sonrası içinde en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının aynı taleplerle dava açtığını ve davanın reddedildiğini, derdesttik itirazında bulunduklarını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 05.05.2015 tarih ve 2014/550 E., 2015/185 K. sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin 09.09.2015 tarih ve 2015/18800 E., 2015/25038 K. sayılı kararıyla “işlemiş faiz” alacağı talebi açısından kesin hüküm olmadığından davanın esasına girilmesi gerekirken” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak 23.11.2017 tarih ve 2015/759 E., 2017/437 K. sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
Davacı vekili … … 11. İş Mahkemesinin 2011/204 E., 2013/60 K. sayılı dosyasındaki kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma alacaklarından mahkeme kararında faiz yürütülmeyen kısımlara yönelik olarak işlemiş faiz alacağı talebi ile 23.10.2014 harç tarihli dava dilekçesi ile dava açmış, Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda bu dört kalemin işlemiş faiz alacağına hükmedilmiştir.
Davalı vekili faiz alacağı talep edilen alacaklara ilişkin icra takibi yapıldığını ve icra dosyasının infaz edilerek sonuçlandırıldığı Borçlar Kanunu’nun 131. maddesi uyarınca hak ve borç sona erdiğinden işlemiş faiz talep edemeyeceğini savunmuştur.
… … 22. İcra Dairesinin 2013/6469 sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı vekilinin yukarıda belirtilen ilama dayalı olarak ilamda belirtilen asıl alacaklar ile ilamda belirtilen şekilde yürütülen faiz hesabıyla 01.04.2013 tarihinde icra takibi başlattığı bu dosyada talep edilen işlemiş faizlerin ilama uygun olduğu ve sadece dava dilekçesinde talep edilen miktara faiz yürütüldüğü,
İcra dosyasının 09.05.2014, 15.05.2014 tarihlerinde yapılan 2 ödeme ile 15.05.2014 tarihi itibarıyla infazen kapatıldığı anlaşılmıştır.
Eski Borçlar Kanunu’nun 113. ve Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 131. maddelerinde “Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir. Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Bu iki hükme göre asıl borcun ihtirazi kayıtsız sona ermesi halinde borca dahil faiz alacağı da sükut eder. Bu bilgiler doğrultusunda uyuşmazlık değerlendirildiğinde, işlemiş faize konu edilen alacakların 15.05.2014 tarihi itibarıyla icra dosyasına ödendiği, davacının herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı, 15.05.2014 tarihi itibarıyla işlemiş faiz alacağınında borç sona ermekle sukuta erdiği, 23.10.2014 tarihinde açılan dava itibarıyla işlemiş faiz talep edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Mahkemece davanın reddi yerine Borçlar Kanunu’nun 113. ve Türk Borçlar Kanunu’nun 131. maddeleri değerlendirilmeden yazılı şekilde kabul kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.06.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.