Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanıma ve Tenfizine İlişkin Sözleşme
Sözleşme Hükümlerine Göre Nafaka Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Koşulları
(Bu sözleşme 16.02.1983 tarih ve 17961 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır)
Sözleşme adlî ve idari merciler tarafından verilmiş aile, hısımlık, evlilik veya sıhriyet ilişkilerine ilişkin nafaka kararlan ile bu merciler önünde yapılmış sulhlere uygulanacaktır (Md. 1).
Sözleşmeye göre nafaka kararının yalnız mahkemelerce verilmesi şart olmayıp, verildiği ülkede bu konuda yetkili bir merci tarafından da verilmesi mümkün bulunmaktadır.
Sözleşme yalnız nafaka borçlusu ile alacaklısı arasındaki kararların değil, nafaka alacaklısına yaptığı ödemelerin, nafaka borçlusundan ödenmesini öngören kararların da tanınması ve tenfızini düzenlemiştir.
Münhasıran nafakaya ait olmayan mahkeme kararlan ve sulhler hakkında sözleşmenin etkisi yalnız nafaka yükümlülüğü ile sınırlıdır (Md. 3).
Tanıma ve Tenfiz Şartları
Öncelikle yetkili merciin verdiği karar veya sulh’un kesinleşmiş olması ve merciin Milletlerarası anlamda yetkili olmasıdır. Bunların yanında sözleşmenin 5. maddesinde tanıma ve tenfızin mahkemenin takdirine bağh olarak reddedilebilme- sine imkan veren 4 şart daha kabul edilmiştir.
- Mutad Kanun yollan tüketilmiş olmalıdır.
Verildiği ülkenin hukukuna göre yetkili olan merciler tarafından verilmiş olan nafaka kararlan verildiği devlette kesinleştiği takdiıde tanınacak ve tenfiz edilecektir.
Mahkeme dışındaki merciler tarafından verilen kararlar hakkında ise, karar hakkında verildiği devlette mutad kanun yollarının kapanmış olması gerekmektedir.
Mutad kanun yolları açık olmasına rağmen geçici olarak icra edilen ara kararlarının ve geçici tedbirlerin talep edilen devlette benzer kararlann verilebilmesi ve icra edilebilmesi hâlinde tanınabilir ve icra edilebilir.
- Yetkili bir merci tarafından verilmiş olmalı: Sözleşme açısından aşağıdaki merciler nafaka kararı vermeye yetkilidir (Md. 7-8).
- Davanın açıldığı sırada nafaka borçlusu veya alacaklarının mutad meskeninin bulunduğu Devletin mercileri veya,
- Davanın açıldığı sırada nafaka borçlusu veya alacaklısının bağlı olduğu devletin mercileri veya,
- Davalının açıkça ve yetki itirazında bulunmaksızın davanın esasına girmek suretiyle yetkisini kabul ettiği mercii,
- Nafaka talep edilen devletin hukukuna göre yetkili olan bir âkit devletin mercii önünde vuku bulmuş, bir boşanma, ayrılık, evliliğin iptali veya butlanından doğmuş ise, bu merciler sözleşmenin uygulanması bakımından yetkili sayılırlar (M. 8).
Tanıma veya Tenfizin Reddedilebîleceği Haller (Md. 5)
- Kararın tanıma ve tenfiz talep edilen Devletin kamu düzeni ile açıkça bağdaşmaması (Md. 5/1) veya,
- Kararın usul işlemlerinde yapılan bir hilenin sonucu olarak elde edilmesi (Md. 5/2) veya,
- Tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce talep edilen devletin bir mercii önünde açılmış veya görülmekte olması (Md. 5/3) veya,
- Kararın talep edilen bir Devlette veya başka bir Devlette aynı konuda ve aynı taraflar arasında verilmiş bir kararla bağdaşmaması.
Kararın Tanınması ve Tenfizinde Usul
- Nafaka kararının tanıma ve tenfızi usulü tanıma ve tenfızin talep edildiği devletin hukukuna tabidir (Md. 13).
- Kararın kısmen veya tamamen tenfızi talep edilebilir.
- Alacaklı kararın verildiği Devlette adlî müzaharet ve mahkeme masraflarından muafiyetten kısmen veya tamamen yararlanmışsa, tanıma ve tenfıze ait işlemlerde de talep edilen devletin hukukunun öngördüğü en geniş adlî müzaharet veya muafiyetten yararlanır (Md. 15).
- Kararın tanınması veya tenfızi için sözleşmede öngörülen usul işlemlerindeki masrafların ödenmesi amacıyla hiçbir kefalet veya teminat göstermesi istenemez.
- Tanıma ve tenfız için gerekli olan belgeler hakkında sözleşmenin 17. maddesi hüküm getirmiştir.
Milletlerarası Usul Hukukuna İlişkin Hükümler
- Nafaka kararının Gıyapta verilmesi: Nafaka kararının gıyapta verilmesi mümkündür. Ancak dava dilekçesinin gaip tarafa kararın verildiği Devletin hukukuna göre tebliğ edilmesi ve hâl ve şartlara göre gaibe savunma için yeterli süre verilmesi şarttır (Md. 6). Aksi hâlde karar tanınamaz ve tenfız edilemez.
- Kısmi tanıma ve tenfız: Karar nafaka konusunda birden fazla talebe ilişkin olup da, tanıma ve tenfız bu taleplerin tümü için kabul edilemiyorsa, sözleşme kararın tanınabilecek veya tenfız edilebilecek kısmına uygulanır (Md. 10).
- Belirli aralıklarla ödeme yapılması: Nafakanın belirli aralıklarla ödenmesi öngörülmüşse tenfız kararı birikmiş ve işleyecek nafaka borçlarını kapsar (Md-11).
- Deliller:
- Talep edilen devletin mercii, karar veren devletin merciinin kendi yetkisini tespit için dayandığı vakıalarla bağlıdır. Diğer bir ifade ile nafaka karanın veren merciin, sözleşmenin 7 ve 8. maddelerinde Milletlerarası yetkisini tespit konusunda varlığını kabul ettiği delil ve vakıalar tenfız kararı verecek devletin mercileri açısından da bağlayıcı olacaktır (Md. 9).
- Tenfız veya tanıma talep edilen devletin mercii, kararın esasına ait bir inceleme yapamaz. Yalnız tenfıze ait şartların varlığım araştırmaya yetkilidir (Md. 12).
- Diğer Hükümler
- Mali Hükümler: Mevzuatı para transferlerine kısıtlamalar koyan âkit devletler, nafaka ve bu konudaki masrafları karşılamak üzere tahsis edilen paraların transferine birinci derecede Öncelik tanıyacaklardır.
- Çekinceler: Her âkit devlet aşağıdaki hâllerde tanıma ve tenfiz talebini reddetmek hakkını saklı tutabilir.
- Nafaka alacaklısının, nafaka borçlusunun eşi veya eski eşi olması hâli istisna, alacaklının evlenmeden doğan ve 21 yaşını tamamladıktan sonraki döneme ait olan karar ve sulhler (Md. 26/1).
- Civar hısımlar ve sihri hısımlar arasındaki nafaka yükümlülüğüne ilişkin karar ve sulhler (Md. 26/2)
- Belirli aralıklarla nafaka ödenmesini hükme bağlamayan kararlar ve sulhler (Md. 26/3).
Yukardaki çekincelerde bulunan âkit devlet bunu her zaman geri almak hakkına sahiptir. Türkiye sözleşmeyi onaylarken 26. maddenin 2 ve 3. fıkralarında yer alan konularda verilmiş nafaka kararlan ve sulhler için çekince koymuştur.
- Sözleşmenin teşmili: Her âkit devlet sözleşme hükümlerinin resmi bir merci veya memur önünde düzenlenmiş ve düzenlediği Devlette geçerli ve icrası mümkün olan resmi senetlere teşmil edilebileceğini beyan etme hakkım haizdir (Md. 25). Bu beyan aynı beyam yapmış olan devletlerle olan ilişkilerde geçerlidir.
- Şahıslararası ve bölgeler arası ihtilaflar: Sözleşme 27 ve 28. maddelerinde şahıslararası vc bölgelerarası ihtilaflarda hangi hukuk ve merciin kastedildiği konulannda hükümler getinniştir.