Yardım Nafakası Tayin ve Takdirinde Nazara Alınacak Hususlar
Yardım nafakası tayininde öncelikle, nafaka talep edenin yoksulluk içinde olduğu, davanın mirastaki tertip sırasına göre açıldığı, nafaka kardeşten isteniyorsa kardeşin refah içerisinde olduğu belirlendikten sonra davacının geçimi için ayda kaç liraya ihtiyacı olduğu tespit edilerek davalı ve varsa davaya dahil olmayan yükümlü olabilecek davalıların ekonomik ve sosyal durumları, aile durumları ve maaşları, gelirleri ile ilgili veriler göz önünde tutularak, dava dışı yükümlülerin iştirâk nispetleri de düşünülerek hukuka ve hakkaniyet (TMK. Md.4) uygun bir miktar belirlenecektir. Birden ziyade davalı varsa istek ve ödeyecekleri nafaka tutarları ayrı ayrı gösterilmelidir.
Bu işlem yapılırken yükümlünün ödeme gücü, hâli hazır geliri gelir getirebilecek mal varlıkları nazara alınmalı, yoksa gelir temin etmediği gayrimenkulleri nazara alınmamalıdır. Yine nafaka yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmamaya dikkat edilmeli onun ekonomik, ailevi ve sosyal durumu tehlikeye düşürülmemelidir.
Yardım nafakalarında tarafların anlaşmaları dışında Türk parası dışında herhangi bir para ile hüküm edilemez.
Hâkim taraflardan birinin veya davacının istemi üzerine irat biçiminde karar verilen yardım nafakasımn gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre belirleyebildiği ölçüde ne miktarda ödeneceğini de yıllara göre belirleyebilecektir (TMK. Md. 365/5). İstem olmadıkça bu konuda karar verilemeyecektir.( HUMK. md. 74)
Davacının ihtiyacına karşılık verecek miktar belirlendikten sonra yükümlü olanlar birden fazla ise, davacıda sadece birinden nafaka talep etmişse mahkemece diğer dava dışı yükümlülerin ekonomik ve sosyal durumlarını gelir ve aile durumlarını araştırarak aleyhine dava açılanın hissesine, düşecek nafaka kadar nafakaya hükmedilmelidir. Nafakanın yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilecek veya kaldırabilecektir (MD. 365/3).
Yardım nafakasına muhtaç kimse, başkası ile ölünceye kadar bakma akti yapmışsa nafaka yükümlülüğü öncelikle bakım borçlusuna aittir (BK. Md. 511). Bu nedenle onun nafaka ödeyemeyeceği gerçekleşmeden mirasta tertip sırasına göre diğer yükümlülerden yardım nafakası talep edemeyecektir.
Yardım nafakasına muhtaç kimse, nafaka yükümlüsü ile oturmak mecburiyetinde bulunmadığından buyursun yanımızda otursun şeklinde savunma dinlenmeyecektir.
TMK’nın 175. maddesi gereğince aldığı yoksulluk nafakası kendisini yoksulluktan kurtarmayan kimse alt soy veya üst soyundan TMK’nın 364. maddesi gereğince ayrıca yardım nafakası isteyebilir.
Yoksulluk nafakası istenebilecek hâl varken, yardım nafakası istenemez.
Yukarıda da belirtildiği gibi birden ziyade nafaka yükümlüsü aleyhine açılan davalarda ise, yükümlüler arasında müteselsilen sorumluluk bulunmadığından her davalının durumu ayrı ayrı belirlenecek hükmedilen nafakalar her biri için hüküm yerinde ayrı ayrı gösterilecektir. Ödeme gücü olmayan davalılar ve kardeşlerle ilgili olarak hâli refahta bulunmayan davalı kardeşlerle ilgili nafaka istemleri reddedilecektir.
Yardım nafakası alan öğrenci çocuk askere gidince nafakasının kaldırılması gerekmez. Yardım nafakası devam eder.
Yine dava dışı yardım nafakası yükümlüleri varsa bunların ödeyebilecekleri miktarlarda göz önünde tutulmalıdır.
Nafaka yükümlüsü bedenî ve fikrî kabiliyetine, eğitim ve sosyal durumuna uygun bir işte çalışıp gelir temin etmiyorsa normal olarak çalışsa elde edebileceği gelire göre kıyasen nafaka tayin edilecektir.
Nafaka yükümlüsünün gelirinde azalma olduğu takdirde nafaka buna uygun azaltılacaktır.
Mirasçılıktan çıkarılma hâlinde dahi nafaka yükümlülüğü devam edeceğinden yoksulluk hâlinde bulunan miras bırakan kişi mirasçılıktan çıkarılandan nafaka talep edebilecektir.
“Kocası olan gelin kayınpederinden nafaka isteyemezse de kayınpeder askerde olan ve geliri mal varlığı bulunmayan oğlunun eşi ve çocuklarına bakmak zorunda olduğundan nafaka takdiri gerekir.
Öğrenci iken askere giden çocukta yardım nafakasını veya nafakasının devamını isteyebilir.
Yoksulluk nafaka talep edenin mal ahmından aşırı borçlanmasından mallarım başkasına karşılıksız vermesinden ve kusurundan kaynaklanıyorsa yardım nafakası istemi reddedilmelidir.
Ergin kişi adına velâyeten yardım nafakası istenemez.
Nafakanın artırılabilmesi içinde yükümlünün gelir ve kaynaklarında, nafaka talep edenin de ihtiyaçlarında artma olduğunun belirlenmesi lâzımdır.
Geliri ile geçimini sağlayan kişi yardım nafakası isteyemez.
Üvey evlâttan yardım nafakası istenemez.
Evli kadınların kocalan acz hâlinde olmadıkça ana baba ve çocuklarından yardım nafakası isteyemezler.
Miras payına 60 dekar tarla düşen kişi yoksulluk içinde sayılmaz (tabii bu tarlalann gelir ve değerlerinin yoksulluk hâlini ortadan kaldırması koşulu ile)
Nafaka talep edeni zenginleştirecek şekilde nafakaya hükmolunamaz, yardım nafakası nafaka isteyenin geçimini ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyi geçmemelidir. Yine nafaka borçlularının malî güçlerini aşmamah onları zor duruma düşürmemelidir.
Ergin olan çocuk tahsilinin makul süre devamı ile ilgili olarak tahsil süresince yardım nafakası talep edebilir.
Açık öğretimde okuyan çocukta yardım nafakası isteyebilir.
Ergin kişi vesayet altına alınmamışsa ve onun adına velâyeten yardım nafakası istenemez.
Çalışamayacak durumda olduğunu ve iş bulamadığını kanıtlamayan kimse yardım nafakası isteyemez.
Bir kimsenin yoksulluğa düşmesi kendi kusurundan kaynaklanıyorsa, nafaka talep etme hakkı yoktur.
Ana – Baba ile çocuk arasındaki yardım nafakası davalarında çocuğun refah hâli aranmaz.
Refah hâli araştırması sadece kardeşler arasındaki davalarda söz konusu olur. Yani yoksul kardeş sadece refah içinde bulunan kardeşten yardım nafakası isteyebilir.
Yardım nafakası talep edilebilmesi için hüküm anında da yoksulluk hâli devam etmelidir.
Sadece vesayet altında olma geliri ve mal varlığı olan refah hâlinde bulunan kardeşi yardım nafakası ödemekten kurtarmaz.