Yardım Nafakalarında Dava Hakkı
Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır.
Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.
Nafakanın yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.
Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.
Aile Mahkemesi Hâkimi, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir (Md. 365).
Bu düzenleme önceki kanunun 316. maddesini de karşılamaktadır. Maddenin birinci fıkrasında, yardım nafakası yükümlüleri arasındaki sıra belirlenmiştir. İkinci fıkrada ise nafaka alacaklısının ihtiyaçları göz önünde bulundurulmakla beraber, nafaka miktarının borçlunun malî gücüne uygun ve onu geçim sıkıntısına düşürmeyecek miktarda olması gerektiği vurgulanmıştır.
Üçüncü fıkrada, nafakanın tamamının, nafaka yükümlülerinin bir veya birden fazla olması halinde, borçluya yükletilmesinin hakkaniyete aykırı düşmesi hâlinde hâkime miktarın azaltılması veya tamamıyla kaldırılması konusunda yetki tanınmaktadır.
Hâkim nafaka yükümlüsünün bir veya birden çok olması hâlinde, bunlardan hangisinden nafaka istenebileceğini veya birkaç nafaka yükümlüsünün her birinin yükümlü olduğu nafaka miktarım hakkaniyete göre belirleyeceği gibi, nafakanın miktarını durum ve koşullara göre hakkaniyet ölçüsünde kaldırabilecek veya azaltabilecektir. Ayrıca, hâkim istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğine de karar verebilecektir.
Dördüncü fıkrada ise nafaka alacaklısına bakan resmî veya kamuya yararlı kurumların da dava hakkına sahip olduğu belirtilmektedir.
Maddenin son fıkrası ile de nafaka alacaklısına dava açmakta kolaylık sağlamak üzere, yetkili mahkemeye ilişkin özel bir hüküm getirilmiştir.
Bu suretle, ekonomik açıdan oldukça zayıf durumda yoksul olan nafaka alacaklısının nafaka yükümlüsünün bulunduğu yere gidip dava açması çoğu kez mümkün olmadığından veya büyük masraflar gerektirdiğinden bunun önlenmesi için, nafaka alacaklısına dilerse kendi bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesinde, dilerse nafaka yükümlüsünün bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesinde dava açmak imkânı getirilmiştir. Tabii davacı, davalı birden fazla ise, davayı bunlardan birinin bulunduğu yerleşim yeri mahkemesinde de açabilecektir.
Birden fazla nafaka yükümlüsünün bulunması hâlinde davacının kendi yerleşim yeri Aile Mahkemesinde dava açması uygun olacaktır. Davacı değişen ihtiyaçlara, ekonomik ve sosyal duruma göre yardım nafakasının artırılması davasını da dilerse kendi yerleşim yeri Aile Mahkemesinde, dilerse davalının veya davalı birden çok ise bunlardan birinin bulunduğu yerleşim yeri Aile mahkemesinde de açabilecektir.
Aile Mahkemesi Hâkimi talep halinde verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ödeneceğini belirlerken, bunun infazda tereddüde yer vermeyecek şekilde yıllara göre aylık ne miktar olacağım açıkça belirleyecektir. Bu belirlemede tarafların anlaşmaları halinde yardım nafakasının yabancı para ile ödenmesine de karar verebilecek, ancak bu nafaka takdirinde Alman Markı tedavülden kaldırıldığından Alman Markı olarak ödenmesinde anlaşılan nafakanın artırım veya eksiltim davası açıldığında anlaşılırsa infazı mümkün başka yabancı para ile taraflar anlaşamazsa Türk parasıyla (BK. Md. 83) nafaka takdiri yoluna gidecektir.
Aile mahkemesi veya Aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi istem olmadıkça gelecek yıllar için nafaka belirleme ve artırım yoluna gitmeyecektir.