İştirâk Nafakası Davasında Davacı Olmak
İştirâk nafakası davalarında dava hakkı, TMK’nın 182 ve 329’uncu maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre:
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.
Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hallerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir.
Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.
İştirâk nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba çocuğun velâyet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velâyet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyım, yine evlilik dışı ilişkiden doğan çocuklarda küçüğe fiilen bakan ana veya babadır. Ayırtım gücüne sahip olan küçükte kendi adına nafaka davası açabileceğinden iştirâk nafakası davasını da açabilecek, davacı olabilecektir.
Görüldüğü gibi eski düzenlemeden farklı olarak iştirâk nafakası davasının küçüğe fiilen bakan ana veya baba tarafından kendi adına değil, küçüğü temsilen küçük adına istenebileceği esası getirilmiş yine ayırtım gücünü taşıyan küçüğe de kendi adına ana ve babaya karşı nafaka davası açmak hakkı tanınmıştır. Bu bapta ayırtım gücüne sahip küçük anne ve babasına karşı tedbir nafakası davası açabileceği gibi, iştirâk nafakası davası da açabilecektir. Bazen Devlette dava hakkına sahip olabilecektir; velâyetin kaldırılması halinde anne ve babanın çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder. Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devlet tarafından karşılanır (Md. 350). İşte bu halde ana ve baba ödeme gücüne kavuştuklarında Devlet de, anne ve babaya karşı rücuen iştirâk nafakası davası açabilecektir.
Yine özel yasalara göre, çocuğa bakan kurumlarda baktıkları çocukla ilgili olarak anne, baba veya nafaka ile yükümlü bulunanlar aleyhine nafaka davası açabilecektir. Örneğin: Türkiye Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu (2828 sayılı Yasa md. 30)