Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m. 184 İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası

TCK m. 184 İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası

MADDE 184.- (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

  • Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiye­lere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarı­daki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
  • Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icra­sına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
  • Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hü­kümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mah­kum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. (Asliye Ceza)
  • (Ek Fıkra: 29.06.2005-5377/21.md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.

Suçla Korunan Hukuksal Değer

Maddede tanımlanan suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar bireylerin sağ­lıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkının korunmasıdır. Anayasanın 56. madde­siyle güvence altına alman “sağlıklı ve dengeli çevre” kavramına, doğal güzellikle­rin korunduğu kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği hava ve su kirlenmesinin önlendiği bir çevre kadar, belli bir plan ve programa göre düzenlenmiş çevrenin de gireceği kuşkusuzdur. “Çevrenin korunması”ndan, doğal ve insan tarafından şekillendirilen çevreyi, medeni yaşamın sivilizasyonun zararlı etkilerinden korun­mak için alınan tedbirlerin tümünü anlamak gerekir.

İnsanların yaşadığı kent ve bedellerin doğal mekanlara uygunluğunun sağlan­masına ilişkin teknik konular İmar Kanununda düzenlenmiştir. Yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak oluşmasının sağlanması, sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkının korunması bakımından önem taşıdığından “imar kirliliğine neden olma” suçlarına YTCK’da yer verilmiş olmasını isabetli buluyoruz.

Suçun Faili Ve Mağduru

Maddede tanımlanan suçların faili; l.fıkrada “yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı bina yapan veya yaptıran herhangi bir kişi”, 2.fıkrada “yapı ruhsati­yesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden yetkili kişi” 3.fıkradaki suç bakımın­dan ise, “yapı kullanma izni alınmamış binalarda her hangi bir sınai faaliyetin icra­sına müsaade eden kişi” dir.

Bu suçların mağduru belirli bir kimse olmayıp toplumdur.

l.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin 1.fıkrasındaki suçun maddi un­suru, yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yap­tırmakla oluşmaktadır. Maddedeki suç tanımına göre, bu fiillerden dolayı binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta veya kalfa ile inşaatın sahibinin yanı sıra bu tür ruhsata aykırı inşa faaliyetlerine kontrol ve denetim yükümlülükleri bulunan teknik kişiler de fail olarak sorumlu tutularak cezalandırılacaktır.

“Yapı”, karada ve suda, sürekli veya geçici, resmi veya özel yeraltı ve yer üstü inşaatı ile bunların ilave, değişik ve onarımlannı içine alan sabit ve müteharrik te­sislerdir. “Bina” kavramı, kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapıları ifade etmektedir. “Yapı ruhsatiyesi” ise, belediyelerin; yeni yapı inşası, eski yapılara kat eklenmesi, onarım, foseptik, bahçe duvarı ve benzeri yapılara baş­lanılması için düzenleyerek aslını yapı sahibine verdikleri, birinci örneği belediyede kalacak, ikinci örneği Maliye Bakanlığı’na, son örneği ise Devlet İstatistik Enstitü­süne gönderilecek olan belgedir. Yapı ruhsatı alma koşulları İmar Kanununda ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir.

184.maddenin 4.fıkrası uyarınca, 1.fıkra hükmü ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır. Bu itibarla, belediye ve mücavir alanlar dışında köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılacak binalar için yapı ruhsatı aranmadığından bina yapan veya yaptıranlar hakkında 184/1.fıkra hükmü uygulanmayacaktır.

2.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla ku­rulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılması ya da bu hizmetler­den yararlanılmasına müsaade edilmesi ile oluşmaktadır.

“Şantiye (yapı yeri)”; büyük yapıların inşa edildiği yerlerde yapımın gerektir­diği araç ve gereçlerin bulundurulduğu ve çalışanların oturduğu geçici binalardır08.

184/2.fıkradaki suçtan dolayı ceza sorumluluğu bulunan kişiler yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin vermeye ilgili mevzuat hükümlerine göre sıfatı ve yetki­si bulunan kişilerdir.maddenin 4.fıkrası uyarınca, 2.fıkra hükmü ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde, uygulanır. Belediyenin sınırları ile ilgili düzenlemelere, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 5-7 maddeleri ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 5.maddesinde yer verilmiştir. Özel İmar rejimine tabi yerler, Tip İmar yönetmeliğinin 59.maddesine göre inşaat ruhsatı alınması gerekmeyen ve ilgili belediyeye bildirimin yeterli sayıldığı kamuya ait yapı ve tesisler ile sanayi tesisleridir. Bu fıkra hükmü 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış yapılara ilgili olarak uygulanmaz (184/6.fıkra).

3.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin 3.fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınaî faaliyetin icrasına müsaade edilmesi ile oluşmaktadır.

“Yapı kullanma izni”, bir yapının tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanıla­bilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye veya valilikten, ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ilgili belediye veya valilikten alınması zorunlu olan izindir. Mal sahibinin başvurusu üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görmediğini içeren yapı kullanma izin (iskan izni) belgesi ilgiliye verilmektedir.

“Sınai (endüstriyel) faaliyet” madenler, toprak ürünleri ve hayvansal ürünler gibi hammaddeleri, makine, iş gücü ve diğer araçlardan yararlanılarak insan gerek­sinimleri karşılayacak ürün durumuna getirmek amacıyla yapılan çalışmalardır. Bu fıkra hükmü 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygu­lanmaz.

Suçun Manevi Unsuru

184.maddede tanımlanan suçlar, kasten işlenebilen suçlardır. Bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Suça Etki Eden Nedenler

Maddenin 5.fıkrasında, bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçlarla ilgili bir et­kin pişmanlık hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre, kişinin, ruhsatsız ya da ruh­sata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planında ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. Bu hükümle amaçlanan, imar planına veya ruhsata aykırılıkların bir an önce giderilmesi için, kişinin harekete geçmesini sağlamaktır. Ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılmış olan yapıların yıkılması yerel yönetimler açısından hep sorun olmuştur. Bu nedenle, burada kabul edilen etkin pişmanlık hükmü ile ilgili olarak zaman bakımından bir sınırlama getirilmemiştir. Buna göre kişi, yaptığı veya yap­tırdığı bina ile ilgili olarak imar planına veya ruhsata aykırılıkları, bu madde hük­müne istinaden cezaya mahkûm olduktan sonra gidermesi halinde dahi, etkin piş­manlıktan yararlanabilecektir. 184.maddenin 1. ve 2.fıkrasında tanımlanan suçla­rın henüz ortada imar planı veya yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılmış bir inşaatın söz konusu olduğu durumlarda kamu binaları (okul, hastane ve güvenlik hizmeti gibi kamu binaları, İmar K. 26.md.) için de uygulama kabiliyeti bulunmaktadır. Ancak, 184/5.fıkrası uyarınca, bu kamuya ait inşaatların bilahare imar planına uy­gun hale getirilmesi veya ruhsata bağlanması halinde, 184.maddenin bir ve ikinci fıkralarında tanımlanan suçlara ilişkin olarak kamu davası açılmayacak, açılmış olan kamu davası düşecek veya mahkûm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkmış olacaktır. Ancak, 184/5.fıkra hükmü bir af niteliğinde olmadığından, ceza kanunlarının zaman bakımından uygulama alanına ilişkin kurallarının (YTCK 7. md.) gereği olarak, bu madde hükümleri ancak yürürlüğe girdikleri tarihten sonra yapılacak olan ruhsatsız veya ruhsata aykırı binalar açısından uygulama kabiliyeti bulacaktır.

184.maddede tanımlanan suçlarla ilgili olarak, cezanın artırılmasını veya daha az ceza verilmesini gerektiren özel bir hükme yer verilmemiştir.

Teşebbüs

İcra hareketlerinin bölünebilmesi mümkün olmadığından ve suçla­rın kanuni tanımında öngörülen sonuçların (binanın yapılması, şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade edilmesi, sınai faaliyetin icrasına müsaade edilmesi) gerçekleşmesi durumunda suç tamamlanmış olacağından, bu suçlara teşebbüs mümkün değildir.

İştirak ve İçtima

Bu suçlara iştirak ve suçların içtimai, bakımından özel bir hüküm bulunmadığından bu husustaki sorunlar genel hükümler çerçevesinde çö­zümlenecektir. Eğer izinsiz yapılan inşaat, sit alanlarına ilişkin şartlara, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarında öngörülen şart­lara ve koruma planlarında öngörülen şartlara aykırı olarak yapılmış ise bu durum­da yapan ve yaptıranların fiili 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 65/b bendindeki suçu oluşturacağından bu özel yasa hükmünün uygu­lanması gerekecektir. Keza 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun 18.maddesinin 1. ve 2.fıkrası hükümleri YTCK’nun 184/1 ve 2.fıkraları ile konu bakımından ayniyet gösterdiği ve örtüştüğünden, kanaatimizce özel yasa olan 2960 sayılı Kanununun 18.maddesinin uygulanması ile yetinilmesi gerekmektedir.

Kovuşturma

184.maddede tanımlanan suçların soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır.maddenin 6.fıkrası hükmü uyarınca, ikinci ve üçüncü fıkra hükümle­rinin 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmayacağı gözetilmelidir.

Görevli Mahkeme

5235 sayılı kanunun 11.maddesi uyarınca bu suçlardan dolayı açılan davalara bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir.

Suçun Yaptırımı

Maddenin 1. ve 2.fıkralarındaki suçların yaptırımı bir yıldan beş yıla kadar hapistir. 3.fıkradaki suçun yaptırımı ise iki yıldan beş yıla kadar ha­pistir.

Dava Zamanaşımı

YTCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca bu suçların dava za­manaşımı süresi sekiz yıldır.