TCK m 107 Şantaj Suçu ve Cezası
MADDE 107.- (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek Fıkra: 29.06.2005-5377/14.md.) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
TCK m 107 Şantaj Suçu Açıklama
Şantaj suçunu tanımlayan YTCK.nun 107.maddesi, 765 sayılı ETCK.nun 192. maddesinin karşılığı olarak getirilen yeni bir düzenlemedir.
Yeni düzenlemede birinci fıkrada suçun maddi unsuru değiştirilmiştir. ETCK.nun 192/1.fıkrasında bu suç “kendisine veya başkasına para veya diğer bir yarar sağlamak maksadıyla bir gerçek veya tüzel kişiye zarar verebilecek bir hususu neşir yolu ile veya her ne suretle olursa olsun açıklama tehdidinde bulunmak” şeklinde tanımlanmıştı. YTCK.nun 107/1.maddesinde ise şantaj suçu “Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlamak” şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere yeni düzenlemede suçun maddi unsuru değiştirilmiş, suçun kapsamı, hangi fiillerin suç sayıldığı ve şantaj suçunun diğer suç tiplerinden farkı net bir şekilde ortaya konulmuştur. Diğer yandan ETCK.nun 192/2.fıkrasında failin arzu ettiği para veya diğer bir menfaati elde etmiş olması cezayı ağırlatın bir sebep sayılmış olmasına karşın, YTCK’da böyle bir nitelikli hale yer verilemiştir. Ayrıca YTCK’da böyle bir nitelikli hale yer verilmemiştir. Ayrıca YTCK.nun 111.maddesinde şantaj suçunun işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı hükmü getirilmiştir. Maddeye 29.06.2005 tarih ve 5377 sayılı Kanunla eklenen 2.fıkra hükmüyle tehdit suçunda (106.md.) korunan hukuksal değerler arasında “şeref ve haysiyet”ten söz edilmemiş olmasından kaynaklanabilecek boşluk kısmen giderilmiştir.
SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER
Şantaj (107/1.md) suçunda kişiyi bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlama söz konusudur. Bu suçun arzettiği öncelik, kişinin hak veya yükümlülüklerini kötüye kullanarak haksız bir çıkar sağlamaya çalışması ya da başkasın bir şeyi yapmaya veya yapmamaya mecbur etmesidir. Maddenin 2.fıkrasında ise, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir başkasının şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması hali de şantaj olarak kabul edilmiştir.
Şantaj fiillerinin suç olarak ihdas edilmesiyle korunmak istenilen hukuksal yarar, “bireyin karar verme ve hareket özgürlüğünü (irade özgürlüğünü) her türlü saldırıya karşı korumak”tır. Yasa koyucu bu hükümle, bireylerin kendi başına düşünme, değerlendirme, başkalarına zarar vermemek kaydıyla istediğini yapma ve yapmama özgürlüğünü her türlü saldırı ve ihlale karşı korumayı amaçlamıştır. Şantaj suçu ile korunan hukuksal değer, bu suçun tehdit (106.md.) suçundan ayırımında belirleyici bir kriterdir. Zira tehdit suçunda korunan hukuksal yarar, “irade özgürlüğü” değil, kişinin “iç sükunu”, “hukuki emniyet şuuru”dur. Maddenin ikinci fıkrası ile korunan hukuksal değerler çırasına “şeref ve haysiyet” de eklenmiştir.
Suçun Faili
Bu suçun faili herhangi bir kişi olabilir.
Suçun Mağduru
Herhangi bir kişi bu suçun mağduru olabilir.
SUÇUN MADDİ UNSURU
107.maddenin 1. ve 2.fıkralannda şantaj suçunun işleniş şekil itibariyle iki ayrı suç tanımına yer verilmiştir.
107/1.Fıkradaki Şantaj Suçu
Bu suçun maddi unsuru, hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle bir kimseyi;
- Kanuna aykırı olan veya yapmakla yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya zorlamak veya,
- Kendisi yararına haksız çıkar sağlamaya “zorlamak”tır.
Bu seçimlik hareketlerden birinin veya birkaçının gerçekleştirilmesi suçun tekliğini ortadan kaldırmaz.
Şantaj suçunda da, cebir suçunda olduğu gibi kişiyi bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlama söz konusudur. Ancak, şantaj suçunda kişiye bir kötülük yapılacağından, kişinin sahip bulunduğu bir değere saldırıda bulunulacağından bahisle bir zorlama söz konusu değildir. Aksine, kişi, hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle başkasını zorlamaktadır. Örneğin, kişinin suç işlemiş olan bir kimseyi ihbar edeceğinden bahisle, kendisine bir menfaat temin etmeye zorlaması halinde, şantaj suçu oluşur. İşlenmiş olan bir suç vakıası karşısında itibarda bulunmak, kişiler açısından hem bir haktır hem de bir yükümlülüktür. Aynı şekilde, bir gazetecinin, bir siyasi şahsiyeti, kendisine muayyen miktar para verdiği takdirde, hakkında ileri sürülen yolsuzluk iddialarını haber konusu yapmayacağından bahisle, menfaat teminine zorlaması halinde şantaj suçu oluşur. Şantaj yapmakla, kişi kanuna aykırı bir davranışta bulunmaya zorlanmış olabilir. Örneğin, belediyede meclis üyesinin, yaptırmış bulunduğu kaçak inşaatı yıktırması halinde belediye meclisinde muhalefetle işbirliği yapacağından bahisle belediye başkanının bu inşaatı yıktırmamaya zorlaması, keza, taahhüt işleriyle uğraşan bir kişinin, belediye başkarunı bir yol inşaatına ilişkin ihalenin kendilerine verilmemesi halinde hakkında rüşvet suçundan dolayı ihbarda bulunacağından bahisle bu ihaleyi mevzuata aykırı olarak kendisine verdirmeye zorlaması, şantaj suçunu oluşturur. Şantaj yapmakla, kişi yükümlü olmadığı bir davranışta bulunmaya zorlanabilir. Örneğin, bir iş adamının, kamu oyunda gündemde olan yolsuzluk olaylarıyla ilgili olarak hazırlanan gazete haberinde adından söz etmeme karşılığında menfaat teminine veya bir kuruluşa bağışta bulunmaya zorlanması halinde, şantaj suçu oluşur.
Şantaj suçunun oluşabilmesi için, mağdurun zorlanması yeterlidir. Bu zorlama karşısında, mağdurun istenileni yapması suçun oluşması için gerekli değildir. Buradaki zorlama maddi bir zorlama değildir.
Nitekim Yargıtay “Yasal yola gitmeden suça konu hatalı üretilmiş ilaç şişesini elinde birkaç ay tutan, şişeyi teslim karşılığında şirket yetkilisiyle pazarlığa giren, fazla fiyata satmak isteyen, aramamaları halinde Hıfzısıhha Kurumuna şişeyi teslim etmekle tehdit eden sanığın eyleminin” şantaj suçunu oluşturduğuna karar vermiştir.
107/2.Fıkradaki Şantaj Suçu
107/2.fıkradaki şantaj suçunun maddi unsuru; kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin “şeref veya saygınlığına” zarar verecek nitelikteki hususların “açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması”dır. Bu durumda eylem şantaj sayılarak fail hakkında 107/1.fıkraya göre cezaya hükmolunacaktır.
Bu suç tanımında sözü edilen “tehdit”, 106.maddede öngörülen, mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına ya da malvarlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle bir tehdit olmayıp, 106. maddede korunan bu hukuksal değerler dışında kalan mağdurun “şeref ve saygınlığına zarar verecek” nitelikteki hususların “açıklanacağı” veya “isnat edileceği” şeklindeki tehdittir. Ancak bu tehdit, failin kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla yapılmaktadır. Bu yönüyle, 107/2.fıkradaki şantaj suçu, özel nitelikli bir tehdit suçu, manevi zor kullanarak yarar sağlama suçu görünümündedir. Suçun oluşabilmesi için, mağdurun belirtilen maksatla tehdit edilmesi yeterlidir. Bu tehdit karşısında, mağdurun istenileni yapması suçun oluşması için gerekli değildir. Yararın failin kendisine veya başkasına sağlanmak istenmesi arasında bir fark gözetilmemiş- tir. Sağlanmak istenilen yarar para, mal veya bir hizmet sağlanması biçiminde ekonomik değer taşıyan bir yarar olabileceği gibi başkaca herhangi bir yarar da olabilir.
SUÇUN MANEVİ UNSURU
Maddenin 1.fıkrasındaki suçun manevi unsuru bakımından genel ve doğrudan kast gerekli ve yeterlidir. Maddenin 2.fıkrasmdaki suç için bunlara ilaveten failde “kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadı” arandığından failin bu fiili özel kastla işlemiş olması da gerekir. Bu suçların olası kastla veya taksirle işlenmesi mümkün değildir.
SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER
Bu suça özgü cezanın artırılmasını veya daha az ceza verilmesini gerektiren özel bir sebep öngörülmemiştir.
Teşebbüs
Bu suçlar sırf hareket suçu ve ani suç niteliğinde bulunmakla birlikte, icra hareketlerinin kısımlara bölünebildiği durumlarda bu suçlara teşebbüs mümkündür.
İştirak
Şantaj suçları iştirak bakımından bir özellik arzetmez. Bu suçlara müşterek fail, azmettiren veya yardım eden düzeylerinde iştirak mümkündür.
İçtima
Özel bir içtima kuralı getirilmediğinden, bu hususta genel hükümler (42-44.md.) uygulanır. Bu suçların zincirleme suç biçiminde işlenmesi mümkündür.
Kovuşturma
Bu suçların soruşturma ve kovuşturması genel hükümlere göre C.Başsavcılığınca re’sen yapılır.
Görevli Mahkeme
5235 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca bu suçlar dolayısıyla açılan davalara bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir.
Suçun Yaptırımı
Her iki suçun yaptırımı bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır. 11.madde uyarınca bu suç dolayısıyla yararına hakim menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine (60.md.) hükmolunacaktır.
Dava Zamanaşımı
66/1-e bendi uyarınca bu suçların dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.