TCK m 96 Eziyet Suçu ve Cezası Nedir?
MADDE 96.- (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
- Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
- Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı,
İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)
TCK m 96 Eziyet Suçu Açıklama
765 sayılı ETCK’da karşılığı bulunmayan “eziyet” suçu YTCK.nun getirdiği yeniliklerden biri olarak 96.maddede düzenlenmiştir. Eziyet suçunda da aynen işlenecek olduğu gibi kişiye acı veren, onu aşağılayan, bedensel ve ruhsal sağlığını bozan davranışlar sözkonusudur. İşkence suçunun kamu görevlisinin görevi gereği işlediği bir suç olmasına karşın eziyet suçu sade vatandaş tarafından işlenilen bir suç tipidir.
SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER
Bu suçla korunmak istenilen hukuksal yarar, kişinin maddi (vücut dokunulmazlığı) ve manevi (şerefi, onuru ve iş huzuru) bütünlüğünün korunmasıdır.
SUÇUN FAİLİ VE MAĞDURU
Bu suçun faili, herhangi bir kişi olabilir. Kamu görevlisinin görevi gereği bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunması eziyet suçunu değil 94- 95.maddelere uyan işkence suçunu oluşturur. Ancak, bununla birlikte bir kamu görevlisinin, görevin sağladığı sıfat ve yetki durumunda, yani kamu göreviyle bağlantılı olmaksızın kişilere eziyet çektirmesi halinde 96.maddede tanımlanan eziyet suçu oluşur. Eziyet suçunun faili, üstsoy veya altsoy, babalık veya analık yada eş ise 96/2.fıkradaki nitelikli halin uygulanması gerekir.
Suçun mağduru, herhangi bir kimse olabilir. Ancak mağdurun çocuk, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişi yada gebe kadın veya üstsoy yada altsoy, babalık veya analık yada eş olması durumunda failin eylemi eziyet suçunun nitelikli haline ilişkin 96/2.fıkraya uyan suçu oluşturur.
SUÇUN MADDİ UNSURU
Suçun maddi unsuru, bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışların gerçekleştirilmesidir.
Madde gerekçesine göre, “eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması” gerekir. Bunlar temelde kasten yaralama, hakaret, tehdit veya cinsel taciz gibi davranışlardır. Ancak burada kesintisiz bir suç söz konusudur ve eziyet oluşturan fiiller ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Eziyet oluşturalı fiiller, 94.maddede tanımlanan işkence suçunun maddi unsurunu oluşturan hareketlerle “algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesi” biçimindeki seçimlik hareket dışında aynıdır.
Diğer bir anlatımla, eziyet suçu, işkence suçunun sivil vatandaş tarafından işlenilen halini konu alan bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. İşkencenin faili sadece kamu görevlisi olabilmekte iken eziyet suçunun faili herhangi bir kişi olabilir.
Eziyet suçu ancak icrai davranışlarla işlenebilir.maddedeki suç tanımında eziyetin ihmali davranışlarla yapılması haline yer verilmemiştir. Diğer yandan eziyet sonucu ölüm hali düzenlenmediğinden, bu durumda YTCK.nun 87/4.maddesi hükmünün uygulanması gerekir.
Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak (kasten yaralama, tehdit, hakaret veya cinsel taciz gibi) davranışların ani olarak değilde sistematik bir şekilde belli bir süreç içinde işlenmesi halinde anılan suçlar değil eziyet suçu oluşur. Davranışların “sistematik” olmasından maksat mağdura karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına, saygınlığının zedelenmesine yol açacak birden fazla saldırının önceden kararlaştırılması, organize bir seyir izlenerek genel bir tutum çerçevesinde gerçekleştirilmiş olmasıdır. Örneğin, bir çocuk bakıcısının, mağdur olan çocuğa belli bir süreç içinde anılan davranışlarda bulunması; bir kocanın eşini sürekli (sistematik) biçimde onurunu zedeleyecek biçimde iffetsizlikle suçlaması, tartaklaması eziyet suçunu oluşturabilir. Eziyet suçunu, 232.maddede düzenlenen “kötü muamele” suçundan ayırıcı kriter, 232/1.fıkrada aynı konutta birlikte yaşadığı birine merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak nitelikte davranışlarda bulunulması, 232/2.fıkrada ise bu kötü muamelenin faili ve mağduru bakımından özgü bir suçun söz konusu olmasına karşın, eziyet suçunun faili ve mağdurunun herhangi bir kimse olabilmesi ve bu fiillerin uzun bir süre devam etmesi, işkence gibi, kişinin psikolojisi ve ruh sağlığı üzerinde tahrip edici etkilerinin bulunmasıdır. Diğer yandan 232/2.fıkradaki suç bakımından, kişide basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana gelmemiş olması arandığından, bu ölçünün ötesindeki davranışlar sistematik biçimde işlenmiş ise eziyet suçunu oluşturacaktır. 232/1 .fıkradaki suç tipinde ise süreklilik aranmadığından, kötü muamelenin aynı konutta birlikte yaşayan birine bir kez dahi işlenmesiyle de oluşmaktadır. Bu durumda eylem sistematik biçimde işlenmişse, 232/1.maddenin değil 96.maddenin uygulanması gerekecektir. Sistematik olma unsuru, eziyet suçunu kasten yaralama (86.md.) suçundan da ayırıcı kriterdir.
SUÇUN MANEVİ UNSURU
Eziyet suçunun manevi unsuru genel kasttır. Failin, sistematik bir şekilde gerçekleştirdiği davranışlarının mağdurun maddi yada manevi bütünlüğünü bozabileceğini ve onurunu zedeleyeceğini bilmesi ve bu neticelerin gerçekleşmesini istemesi halinde suçun manevi unsuru oluşur. Failin bu davranışları hangi saikle gerçekleştirdiği önemli değildir. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.
SUÇUN HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
Bu suça özgü herhangi bir özel hukuka uygunluk nedenine yer verilmemiştir. Eziyet suçunu oluşturan davranışların ani olarak değil sistematik biçimde ve beli bir süreç (uzun bir süre ve hatta hayat boyu) içinde işlenmesi söz konusu olduğundan, kanaatimizce YTCK’da öngörülen hukuka uygunluk nedenlerinin ve özellikle “ilgilinin nzası”mn insan onurunu kesin olarak zedeleyen bu suç tipi bakımından uygulanması mümkün değildir.
SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİ
96.maddenin 2.fıkrasında, eziyet suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri belirlenmiştir. Buna göre, “eziyet” suçunun;
- Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye yada gebe kadına karşı,
- Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa yada eşe karşı, işlenmesi suçun nitelikli hali olarak kabul edilmiştir.
Nitelikli hal bakımından “çocuk” deyiminin henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi olarak anlaşılması gerekir. Suçun “beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan” kişiye örneğin, sakat, yeni ameliyat olmuş yada akıl hastası yada yaşlı olması gibi nedenlerle ruhsal veya fiziksel güçsüzlüğü bulunan mağdura karşı gerçekleştirilen eziyet fiilleri bu nitelikli hali oluşturur. Gebeliğin nitelikli hal sayılması için failin mağdura karşı “gebe” olduğunu bilerek eziyet çekmesine yol açacak davranışlarda bulunması gerekir.
2.fıkrarun (b) bendindeki akrabalık ilişkileri nedeniyle nitelikli eziyet suçu bakımından Medeni Kanun hükümleri uyarınca soybağmın, evlilik veya evlatlık ilişkisinin suç tarihinde mevcut olması ve resmi sicille belirlenmesi (MK. 36.md.) gerektiğinden, bu hususların nüfus aile tablosu getirtilerek saptanması gerekir. Kişisel sicilde yer almayan altsoy yada üstsoy hısımlığı, eş, analık ve babalık bu nitelikli halin uygulanmasını gerektirmez.
Teşebbüs
Eziyet suçunun belirli bir süreç içinde sistematik biçimde gerçekleştirilen davranışlarla işlenmesi unsur olarak arandığından kanaatimizce bu suça teşebbüs mümkün değildir.
İştirak
Bu suça iştirakin her hali (YTCK 37., 38. ve 39.md.) mümkündür.
İçtima
Madde gerekçesine göre, eziyet oluşturan davranışların sistematik biçimde işlenmesi nedeniyle bu özeliğinden dolayı işlenen fiillere (kasten yaralama, tehdit, hakaret veya cinsel taciz gibi) nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmıştır. Diğer bir anlatımla, eziyet oluşturan fiillerin haksızlık içeriğinin 96. maddedeki suç tipini karşılamakla birlikte ayrıca cezalandırılmayı gerektiren bir nitelik taşıyorsa, örneğin neticesi itibariyle ağırlaşmış yaralama söz konusu ise faile ayrıca bu suçtan dolayı da ceza tayin edilmesi, yani gerçek içtima kuralının uygulanması gerekir.
Kovuşturma
Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması re’sen yapılır.
Görevli Mahkeme
5235 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir.
Suçun Yaptırımı
Maddenin 1.fıkrasındaki suçun yaptırımı iki yıldan beş yıla kadar, ikinci fıkradaki nitelikli hallerde ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıdır.
Dava Zamanaşımı
1.fıkradaki suçun dava zamanaşımı süresi sekiz yıl (66/1- e), 2.fıkradaki nitelikli hallerde ise onbeş (66/1-d) yıldır.