Adli Yardıma İlişkin Hükümler ile Ceza Muhakemeleri Kanunu Çerçevesinde Görevlendirilen Avukatın Ücreti Nasıl Belirlenir?
HMK m. 340 çerçevesinde adli yardım kararı ile atanan avukat, ücret ve giderlerini eskiden davayı kaybeden taraftan doğrudan kendi adına tahsile yetkili kılınmıştı. Ancak sonradan yapılan kanun değişikliği ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti hazineden ödenmeye başlamıştır.
Avukatlık Kanunu, dava sonunda adli yardımdan yararlanan tarafın davayı kaybetmiş olması durumunda, herhangi bir şey ödemekle yükümlü olup olmadığını düzenlemiş değildir. Bu durumla birlikte adli yardımdan yararlanan taraf, dava sonunda haksız çıkar ve tüm yargılama giderlerine mahkûm edilirse, bu kez kendisi için atanan vekilin, avukata “kendi ücret ve giderlerini” ödemek zorunda kalacaktır.
Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılmış Adli Yardım Yönetmeliği’nin 6. maddesi gereğince, adli yardım isteminin kabulü halinde, durum bir tutanakla tespit edilir. İstem sahibinden, işin sonunda maddi bir yarar elde etmesi halinde, avukata ödenen para ile elde edilecek maddi yararın %5’ini baroya ödeyeceğine; adli yardım isteminin haksız olduğunun sonradan anlaşılması halinde, görevlendirilen avukata ödenen ücretin iki katı ve yapılmış masrafları yasal faizleri ile geri vereceğine ilişkin bir taahhütname alınır. Vekâletname masrafı adli yardım faslından ödenebilir.