Tarh Aşaması Nedir? Tarh Nasıl Yapılır?
Tarh; vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari işlemdir (VUK Md. 20). Tarh kısaca verginin hesaplanması işlemidir. Tarh, idari bir işlem olup aşağıdaki özellikleri taşır.
- Tarh, idari bir işlemdir.
- Tarh, asli bir işlemdir.
- Tarh bireysel bir işlemdir.
- Tarh, yükümlendirici bir işlemdir.
- Tarh tek tek yükümlüler hakkında hukuki sonuçlar doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlemdir.
- Tarh işlemi dava konusu yapılabilmekte, ancak hazırlık aşamasında yapılan işlemler, yani matrahın belirlenmesi, yoklama, arama ve vergi incelemesi gibi işlemler dava konusu yapılamamaktadır.
Tarh işleminin unsurları beş tanedir.
Yetki: Tarh işlemi, tarha yetkili olmayan bir vergi dairesince yapılması durumunda yetki unsuru yönünden sakatlık söz konusudur. Tarh işlemi yetkisinin konu, yer ve zaman bakımlarından aşılarak kullanılması durumunda, yetki unsurundan oluşan hukuka aykırılık, işlemin iptalini gerektirmektedir. Örneğin; gelir vergisine dair bir konuda motorlu taşıtlar vergi dairesinin işlem yapması konu açısından, Pamukkale vergi dairesinin işlemini konak vergi dairesinin yapması yer bakımından, emekli veya izinde olan bir vergi dairesi müdürünün işlem yapması ise tarh işlemini zaman bakımından sakatlayacaktır.
Şekil: Vergi dairesi tarafından tarh işlemi yapılırken kanunda belirlenen şekil şartları ve usul kurallarına uygun davranmak zorundadır. Şekil ve usul kurallarına aykırı işlem yapılması işlemi şekil unsuru yönünden sakatlamaktadır. Asli şekil kurallarına aykırılık (yazılı şekilde olmaması, evrakın imzasız olması gibi) işlemin iptaline sebep olan bir sakatlık iken, tali şekil kurallarına aykırılık (harf eksikliği, yazılarda silik olma durumu) işlemin iptaline neden olan bir sakatlık değildir.
Sebep: İdareyi o işlemi yapmaya sevk eden nedendir. Vergi dairesi tarh işlemini yaparken dayandığı sebep ya da sebepleri göstermek, gösterdiği sebep ya da sebeplerin, gerçek ve hukuka uygun olduğunu ispatlamak zorundadır. Aksi takdirde sebep unsuru bakımından sakatlanmaktadır. Tipiklik kuralında olduğu gibi maddi sebep olan vergiyi doğuran olay, hukuki sebep olan yürürlükteki kanun hükmüne uygun olmak zorundadır. Aksi halde işlem sakattır ve iptali gerekir.
Konu: İdari işlemin hukuk âleminde doğurduğu hukuki sonuç konu unsurunu oluşturmaktadır. Tarh işlemi, vergi türü, vergi miktarı ve yükümlü bakımından kanuna uygun olmak zorundadır. Sebep ve konu bakımından illiyet bağı iyi kurulamadığı takdirde sonuç ilişkisi işlem hukuka aykırı olmaktadır. Gelir elde edildiğinde gelir vergisi mükellefiyeti doğar ve gelir vergisi ödenmesi gerekir. Motorlu taşıtlar vergisi ödetilmeye kalkışılırsa işlem konu açısından sakat olur.
Amaç: Kamu yararı dışında özel bir yarar için vergi tarh edilmesi halinde, işlem, amaç unsuru bakımından sakattır ve iptali gerekir.
Tarh işleminin yapılabilmesi için vergi matrahının bilinmesi gerekir. Verginin hesaplanmasına esas alınan değer veya miktara matrah denir. Verginin matrahını oluşturan değer, sayılabilir veya ölçülebilir nitelikte fiziksel miktarlar olabilir. Matrah bu şekilde sayı, adet, metre, litre, model, ağırlık, oturma kapasitesi, taşıma kapasitesi vb. ölçülerle ifade edilirse spesifik matrah; fiyat, değer gibi ekonomik unsurlarla ifade edilirse advalorem matrah olarak tanımlanır. Motorlu taşıtlar vergisi tarifesi spesifik matraha güzel bir örnektir. Matrah değer olarak yani 100.000 x %20 = 20.000T şeklinde ifade edilip vergi hesaplanıyorsa, advalorem matrah söz konusudur. Vergi matrahının tespit edilebilmesi için, ilgili vergi kanununda muafiyet, istisna ve indirimlerin belirlenip gelirden düşülmesi gerekir. Ödenecek vergiyi tespit edebilmek için gerçek/tüzel kişinin geliri üzerinden gerekli muafiyet, istisna, indirim uygulamaları yapıldıktan sonra kalan tutar üzerinden vergi hesaplanacak ekonomik değere matrah denilmektedir.
Ödenecek vergiyi tespit edebilmek için gerçek/tüzel kişinin geliri üzerinden gerekli muafiyet, istisna, indirim uygulamaları yapıldıktan sonra kalan tutar üzerinden vergi hesaplanacak ekonomik değere matrah denilmektedir.
Tarh işlemi için bilinmesi gereken Vergi matrahı ya mükellef tarafından veya idare tarafından saptanmaktadır. Matrah belirleme yöntemleri ise şunlardır:
- Beyana Dayanan Tarh (Ana yöntem)
- İkmalen Vergi Tarhı
- Re’sen Vergi Tarhı
- İdarece Vergi Tarhı
Beyana Dayanan Tarh
VUK’nun 25. maddesinde beyana dayanan tarhta verginin beyanname üzerinden tarh ve tahakkuk ettirileceği ve tahakkuk fişinin düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Tahakkuk fişi aynı zamanda beyannamenin ilgili vergi dairesine verildiğini/tes- lim edildiğini ispatlayan bir alındı niteliğindedir.
Bu yöntemde mükellef ya da vergi sorumlusu, vergi matrahını, kanunda belirtilen esaslara göre, kendisi saptayarak vergi idaresine e-beyanname yoluyla veya bazı hallerde yazılı olarak bildirmektedir. İdeal bir vergi sisteminin yöntemi olarak nitelenebilecek beyana dayanan tarh işlemindeki bu bildirim, idarenin mükellefine güvenerek beyanını kabul etmesi fakat sonrasında denetlemesi temeline dayanır.
Beyan yönteminde vergileme sürecinin tarh- tahakkuk-tebliğ aşamaları birleşmektedir. Verginin tarh edilmesi ile birlikte tahakkuk da ettiği için beyana dayanan tarhta verginin tarhı ve tahakkuku kaynaşmış durumdadır.
Vergi idaresinin mükellefin beyanının doğruluğunu kontrol etme ve denetleme yetkisi her zaman bulunmaktadır. Beyana dayalı tarh mükellefe güven esasından hareketle, mükellefin kendi gelirini en iyi kendisinin bileceği esasına dayanır.
Beyana dayanan tarh yönteminde yükümlüler kendi beyanına dayanan vergi tarhına karşı dava açamazlar (VUK-378/2).
Bu durumun iki istisnası bulunmaktadır:
- İhtirazi kayıtla beyan: Mükellef beyannamesini verirken itiraz ettiği hususları bildirir ve bu konularda dava açabilir.
- Beyanda hata olması Hali: Mükellef istemeden de beyannamesinde hata yapmış olabilir.
İkmalen (Tamamlayıcı) Vergi Tarhı
Her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye bağlı olarak ortaya çıkan, defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir (VUK madde 29).
Beyana dayanan tarhın doğal bir tarh yöntemi olmasına karşın İkmalen tarh olağandışı bir tarh yöntemidir. Ek veya tamamlayıcı vergi tarhı olarak da adlandırılan İkmalen vergi tarhı, beyan yönteminde normal tarhiyattan sonra ortaya çıkan ve idarece saptanan matrah farkı için yapılan bir tarhiyat biçimidir. Örneğin mükellef beyanname üzerinde toplama hatası, çarpma hatası gibi bir hata yapmış, bilerek ya da bilmeyerek gelirini eksik beyan etmiş ve vergiyi eksik hesaplamışsa ikmalen tarhiyat yapılır.
Yükümlü hakkında daha önce yapılmış tarhiyat mevcut değil ise, matrah defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere göre tespit edilmiş olsa bile İkmalen tarhiyat mümkün değildir. Resen tarhiyat yapılması gerekmektedir. Önceden bir tarhiyat yapılmış olması hali, iki tarh türünü birbirinden ayıran en temel özelliktir.
Re’sen Vergi Tarhı
Vergi matrahının tamamen veya kısmen, defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir (VUK madde 30). Re’sen Vergi tarhı için;
- Daha önce bir tarhiyatın yapılmasının önemi yoktur.
- Matrah veya matrah farkı defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespit edilememektedir.
- Matrah takdir komisyonları veya vergi inceleme elemanlarınca takdir edilmektedir.
Re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen, defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir.
İkmalen tarhiyatta yükümlü vergi kanunlarının kendisine yüklemiş olduğu ödevleri yerine getirmekte ve vergi idaresi ile arasında bir hukuki ilişki kurulmaktadır. Re’sen tarhiyatta ise yükümlü kendisine yüklenmiş olan ödevleri yerine getirmediğinden vergi dairesi ile arasında herhangi bir hukuki ilişki kurulmamıştır. Bu durumda idare tek taraflı olarak tarh işlemine girişmektedir. Bu işleme re’sen vergi tarhı veya re’sen tarhiyat denilmektedir. Re’sen tarhiyatta yükümlünün ödevini yerine getirmemesi, kayıt ve belgelerinin sağlıklı bir incelemeye elverişli olmaması, bu durumda yükümlünün beyanının doğruluğu karinesi çürümekte, dolayısıyla yükümlünün matrahının ve vergisinin re’sen takdir ve tarhiyatı yapılmaktadır.
VUK’nın 30. maddesinde verginin re’sen tarh edilebileceği durumlar tek tek sayılmıştır. Sayılan bu durumlarda da vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı kabul edilir. Bu durumlardan bazıları şunlardır:
- Kanuni süre içinde vergi beyannamesinin verilmemiş olması,
- Beyanname süresinde verilmiş olsa bile içinde matraha ilişkin bilgilerin gösterilmemesi,
- VUK’na göre tutulması zorunlu defterlerin tutulmamış, tasdik ettirilmemiş veya ibraz edilmemiş olması,
- Defter kayıtlarının ve ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin biçimde saptanmasına imkân vermeyecek kadar noksan, usulsüz ve karışık olması,
- Tutulması zorunlu defterlerin veya verilmiş beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına ilişkin delil bulunması,
İdarece Vergi Tarhı
İkmalen ve re’sen tarh gerektiren haller dışında kalan diğer hallerde, mükellefin verginin tarhı için belirlenmiş zamanlarda vergi idaresine başvurmadığı ya da borcuna ilişkin ödevlerini yerine getirmediği saptandığı durumlarda kullanılacak yöntem verginin kanuni ölçülere dayanılarak idarece tarhıdır.
İdarece Tarh Edilen Vergiler;
- Diğer ücretlilerin vergisi
- Emlak Vergisi
- Damga Vergisi
Vergi Tarhına Hazırlık İşlemleri
Vergi tarhı bir hesaplama işlemidir. Peki vergi tarhına hazırlık işlemleri nelerdir? Bu tarhiyatların yapılabilmesi için yapılan hazırlık işlemleri; yoklama, inceleme, arama ve bilgi toplamadır. Vergi tarhında hazırlık işlemleri bazen bunların bir tanesinden örneğin yoklamadan oluşabileceği gibi bazen de inceleme, arama ve bilgi toplama gibi hepsinin bir arada olmasıyla da meydana gelebilir.
Vergi tarhına hazırlık işlemleri; yoklama, inceleme,arama ve bilgi toplamadır.
Yoklama
Yoklamadan maksat, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmektir. Yoklamaya yetkili memurlar, ayrıca vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili olarak günlük hasılatı tespit etmek, ödeme kaydedici cihazlarının kullanımını denetlemek, günlük kayıt gereken defterlerin iş yerinde bulunup bulunmadığını kontrol etmek, nakil vasıtalarını durdurup taşıtta bulunması gereken belgeler ve malları kontrol etmek ve gerekli belgelerin bulunmaması hâlinde nakil vasıtasını trafikten alıkoymak yetkisine sahiptirler (VUK. 127).
Yoklamaya yetkililer, vergi dairesi müdürleri, yoklama memurları, yetkili makamlar tarafından yoklama işi ile görevlendirilenler, vergi incelemesine yetkili olanlar ve gelir uzmanlarıdır. Yoklama neticeleri tutanak mahiyetinde olan yoklama fişine geçirilir.
Yoklama işlemi sırasında ilgili vergi dairesinden bir memur işyerinize gelerek elindeki tablet bilgisayar aracılığı ile gerekli bilgileri tespit eder ve beyanlarda bulunan mükellefin veya temsilcisinin nüfus cüzdanının fotoğrafını çeker. Tablet bilgisayar aracılığı ile yoklama tutulan adres GPS sistemi ile uydular aracılığı ile tespit edilir. Vergi incelemesi mesai saatleri içerisinde yapılabiliyor iken, yoklama 24 saat içinde herhangi bir zaman diliminde yapılabilir (gece çalışılan işyerleri nedeniyle).
İnceleme
Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır (VUK.134). Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, vergi müfettişleri, vergi müfettiş yardımcıları, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleridir. Vergi incelemesi yapanlar, incelemeyi esas olarak incelemeye tabi olanın iş yerinde yapmak zorundadırlar. İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması hâlinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması hâlinde ise en fazla altı ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır.
Vergi inceleme elemanı mükellefin veya temsilcisinin beyanlarını da alarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden ulaştığı kanaate göre bir rapor düzenler. Daha sonra hazırladığı rapor “okuma komisyonu” tarafından okunur ve maddi eksiklik veya hatalar yoksa ilgilisine tebliğ edilir.
Arama
İhbar ve yapılan incelemeler dolayısıyla bir mükellefin vergi kaçırdığından şüphelenilir ve bu yönde deliller de varsa, bu mükellef veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların üzerinde arama yapılabilir. Aramanın yapılabilmesi için:
- Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum göstermesi ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh ceza yargıcından bunu istemesi,
- Sulh ceza yargıcının istenilen yerde arama yapılmasına karar vermesi şarttır (VUK. 142).
Arama çok sık yapılan bir vergisel işlem olmasa da arama sırasında ele geçirilen belgeler tutanak altına alınır ve bu tutanağın bir sureti mükellef veya temsilcisine verilir. Aramanın 3 ay içerisinde bitirilmesi şarttır.
Bilgi Toplama
Kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişiler, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecburdurlar. Bilgiler yazı veya sözle istenir. Sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit ve cevap vermeleri için kendilerine münasip bir müddet tayin olunur. Bilgi istenmek üzere ilgililer vergi dairesine zorla getirilemez (VUK. 148).
Ayrıca, sulh yargıçları, icra, nüfus ve tapu memurları, yabancı memleketlerdeki Türk Konsoloslukları, mahalle ve köy muhtarları, banka, bankerler ve şirketler ile emanet kabul eden gerçek ve tüzel kişiler, her ay muttali oldukları ölüm vakaları ile intikalleri ertesi ayın 15 inci günü akşamına kadar vergi dairesine yazı ile bildirmeye mecburdurlar (VUK. 150).
Kendilerinden bilgi istenilen gerçek ve tüzel kişiler, özel kanunlarında yazılı mahremiyet hükümlerini ileri sürerek bilgi vermekten imtina edemezler. Ancak Posta Telgraf ve Telefon idaresinin muhabereler hakkında, hekimler, diş hekimlerinden hastalıkların nev’i, avukatlardan kendilerine verilen işler ya da görevleri nedeniyle sahip oldukları bilgileri açıklamaları istenemez (VUK. 151).
Tebliğ Aşaması
Vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna önceden belirlenmiş usul ve şekillere göre yazı ile bildirilmesidir (VUK md. 21). Tebliğin amaçları şunlardır:
- Tarh edilen (hesaplanan) vergiden yükümlü ve sorumlunun haberdar edilmesi,
- Tarhiyat hatalı yapılmışsa yükümlü veya sorumlu tarafından düzeltme talep edilebilmesi
- Tarhiyata karşı yükümlü ve sorumluların haklarını kullanmasına imkân verilmesi
VUK’un 93. md. göre; tahakkuk fişi hariç, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bütün vesikalar ve yazılar;
- Adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere e-posta, posta vasıtasıyla iadeli taahhütlü olarak,
- Adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edilir.
- Şu kadar ki, ilgilinin kabul etmesi şartıyla, tebliğ daire veya komisyonda yapılabilir.
V Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hükümifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna önceden belirlenmiş usul ve şekillere göre yazı ile bildirilmesidir.
Tebliğ işlemleri yazılı olarak yapılır. Vergilendirme süreci kişilerin temel hak ve özgürlükleri ile yakından ilgili olduğu için vergi ile ilgili tebliğ usulleri VUK’da özel olarak düzenlenmiştir.
Tebligat Kanunu, Türk hukukunda tebliğ işlemlerini düzenleyen genel bir kanun olmasına rağmen, vergilendirme işlemlerinde VUK’nun tebliğ ile ilgili hükümleri uygulanır. İdari Yargılama Usulü Kanunu özellikle Tebligat Kanununa atıfta bulunduğu için, VUK’nun hükümleri değil Tebligat Kanununun hükümleri uygulanmaktadır.
Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgâh adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır (Tebliğ yapılacak kişinin görünüşe göre, 18 yaşından aşağı olmaması ve açıkça ehliyetsiz bulunmaması gerekir).
Mükellef yerine geçen veli, vasi veya kayyım gibi vergi sorumlusu birden fazla olursa, tebliğ bunlardan yalnız birine yapılabilir. Şayet tebliğin mevzuu olan işe ayrı bir vasi veya kayyım bakmakta ise, tebliğ bunlara yapılır.
Kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebliğler kıta komutanı veya müessese amiri gibi en yakın üst vasıtasıyla yapılır.
Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ o memleketin yetkili makamı vasıtasıyla yapılır.
Tebliğ Yöntemleri Şunlardır;
- Posta Yoluyla Tebliğ, Vergilendirme işlemlerinde asıl olan posta ile tebliğ usulüdür. Posta ile tebliğ usulünde, posta ile tebliğ edilecek vesika kapalı bir zarf içinde postaya verilir. Tebligatlar bilinen adreslere yapılır. Bilinen adreslerin ortak özelliği vergi dairesinin bilgisine ulaşmış bulunmalarıdır. Bilinen adrese gönderilen mektuplar posta idaresince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılır.
- Memur eliyle tebliğ, Memur eliyle tebliğ özellikle özel ve acil durumlarda başvurulan bir yoldur. Özel ve acele durumların tespiti idarenin takdirine bırakılmıştır. Genellikle aynı yerleşim yerindeki yükümlü veya sorumlulara ve ivedi durumlarda memur aracılığı ile tebliğ yapılmaktadır.
- Daire veya komisyonda tebliğ, Yükümlü, sorumlu veya yetkili kıldığı kişilere tebliğ edilecek evrak imza karşılığında vergi dairesinde veya komisyonda yapılabilir. Bu tebliğ usulünün uygulanabilmesi için tebliğ alacak kişinin bunu kabul etmesi gerekmektedir.
- İlan yoluyla tebliğ, Hangi hallerde ila- nen tebliğ yapılacağı aşağıda belirtilmiştir (VUK md. 103);
- Muhatabın adresi hiç bilinmezse,
- Muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse,
- Başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa,
- Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa tebliğ ilan yoluyla yapılır.
İlanen tebliğ vergi dairesi panosuna asılmak suretiyle gerçekleştirilir. Panoya asılan tarihi takip eden 15. gün ilan tarihi kabul edilir. İlan tarihini takip eden 1 ay geçince de tebliğ tarihi gerçekleşmiş olur. Örneğin 1 Martta panoya asılmışsa ilan, 16 mart ilan tarihi, 16 nisan tebliğ tarihi kabul edilir.
- Elektronik Ortamda Tebliğ, Hazine ve Maliye Bakanlığı, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapabilir. Hazine ve Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir (VUK. 107/A). Elektronik ortamda yapılan tebligat 5 gün sonra muhatabına ulaşmış ve onun tarafından okunmuş olarak kabul edilir.
Tebliğ edilen belgelerde esası etkileyen eksiklikler; yükümlünün adının, verginin türü, verginin miktarı, vergi mahkemesinde dava açma süresinin yazılmamış olması, belgelerin görevli veya yetkili makam tarafından düzenlenip imzalanmamasıdır.
- Tebliğ yazılı şekilde ve usulüne uygun olarak yapılmalıdır.
- Usulüne uygun olmakla birlikte, tebliğ edilen belgelerde bazı şekil hataları var ise ve bu şekil hataları esasa ilişkin değil ise tebliğ geçerlidir.
- Esasa etkili şekil hataları var ise belgeler ve tebliğ hukuken hatalıdır.
- Tebliğ edilen evrak kanunda aranan şartları taşımakla birlikte tebliğ, kanunda belirtilen usule uygun yapılmamışsa bu durumda tebligat yapılmamış sayılır.