Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Anonim Şirketin Önemi, Yarar ve Sakıncaları

Anonim Şirketin Önemi, Yarar ve Sakıncaları

Anonim şirket en yaygın şirket tipi olmasa da bu tipteki şirketler, bankacılık, sigortacılık, sermaye piyasası ve devletin ekonomik faaliyetleri gibi kilit alanlarda ve büyük sermayeler gerektiren önemli sektörlerde uğraş vermektedirler. Bu nedenle ekonomik açıdan en önemli ve etkili şirket tipi olup kapitalist ekonomik sistemin egemen olduğu tüm ülkelerde, bu sistemin temel taşlarındandır.

Anonim ortaklık hukuki açıdan da büyük öneme sahiptir. Çok ortaklı olmaya uygun yapısı, sermayesi ve faaliyetlerinin çapı gibi nedenlerle bu tür ortaklıklarda, çıkar çatışmaları ve uyuşmazlıklara, diğer ortaklıklara oranla hayli fazla rastlanır.

Ayrıca, anonim ortaklığa ilişkin kanun hükümleri, yapılan atıflar nedeniyle Atıf: Gönderme demektir. diğer bazı ortaklıklarda da uygulanmaktadır ki; bu da ilgili hükümlerin önem ve uygulamasını daha da artırmaktadır.

Sahip olduğu önem, bu tip şirketin yarar ve sakıncalarını da beraberinde getirmektedir. Başlıca yararları olarak şunlar sayılabilir:

  1. Tek başlarına işe yaramayan ve atıl durumda bulunan küçük tasarrufların bir araya gelmesini sağlayarak büyük sermayeler oluşturur; bu sermayeleri ekonominin hizmetine sunarak büyük yatırımlar yapılmasına ve önemli projelerin hayata geçirilmesine zemin yaratır.
  2. Asgari bir sermayeyle kurulması mümkün, ortaklarının sorumluluğu sınırlı ve payların devri şahıs şirketlerine oranla kolay ve tek kişi ile kurulması mümkün olduğu için, çok sayıda kişinin bir araya gelmesine ve dolayısıyla çok büyük sermayelerin toplanmasına elverişlidir. Pay sahibi sayısının 500’ü aşması, şirketin, halka açık anonim ortaklık hükümlerine tabi olmasına (bir başka deyişle sınıf değiştirmesine) yol açar (SerPK. m.16/1).
  3. Anonim şirketler, özel mülkiyetin halka yayılmasına katkıda bulunur; küçük tasarruf sahipleri, bu şirketlere ortak olmak suretiyle, hem dolaylı olarak büyük iş ve yatırımların ortağı konumuna girerler; hem şirket kârından pay alma olanağı kazanırlar.
  4. Özellikle menkul kıymet borsaları gelişmiş ve kurumsallaşmış ülkelerde, şirkete girmek ve çıkmak oldukça kolaydır; çünkü borsa, şirket hisselerinin el değiştirmesi için en elverişli pazar ortamıdır.

Bununla birlikte anonim şirket, tamamen sakıncasız bir şirket tipi de değildir. Başlıca şu gibi sakıncalarından söz edilebilir:

  1. Anonim şirketler, çoğunluk ilkesine göre yönetildiği için bazen örgütlü küçük bir azınlık şirket yönetimini ele geçirerek şirketi, çoğunluk çıkarları değil, kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirebilir. Böylece, bir yandan çoğunluk, diğer yandan kamu çıkarları zarara uğratılabilir.
  2. Çok sayıda ortağı olabilmesine rağmen, ortakların büyük kısmı, genel kurul toplantılarına ilgisiz kalmaktadır. Bu ilgisizlik, büyük bir güç boşluğu anlamına da gelmekte ve küçük ama örgütlü bir azınlık, şirkete egemen olabilmektedir. Yönetici ve kural olarak denetçiler de genel kurulca seçildiğinden, genel kurulda fiilen çoğunluğu ele geçiren kişi ve gruplar, uygun bulduklarını yönetici ve denetçiyi seçmektedirler.
  3. Şirketin sahip olabildiği büyük ekonomik güç nedeniyle, bu tip şirketlerde tekelleşme eğilimi ve tehlikesi daha fazladır. Tekelleşme de serbest piyasa ekonomisine ve rekabetçi ortama vurulan bir darbedir. Bu nedenledir ki tekelleşmeyi önlemek ve bu tür şirketlerin piyasadaki hâkim durumlarını kötüye kullanmalarını önlemek için özel yasal düzenlemeler yapılması gereksinimi doğar. Ülkemizdeki 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un temel amaçlarından birisi de budur.