Eşya Müsaderesi Nedir? Müsadere Nasıl Yapılır?
Müsadere, yeni suçların işlenmesini önlemek amacıyla cezai nitelikteki hukuka aykırı fiillerden kaynaklandığı veya bunların işlenmesiyle ilgili olduğu için suç düşüncesini ve suçun çekiciliğini canlı tutan eşyaya, Devlet lehine el konulmasıdır. Eşya müsaderesini, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın veya kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın; bunların ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderenin başka türlü imkânsız hâle gelmesi durumunda söz konusu eşyanın değeri kadar paranın yahut üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşyanın
mülkiyetinin devlete geçmesi şeklinde ifade etmek mümkündür.
TCK m. 54 (Gerekçesinden):“Müsadere ve “suç nedeniyle mülkiyetin devlete geçmesi” başlığını taşıyan yaptırımlar Tasarıda “fer’i ceza” olarak düzenlenmiştir. Bilindiği üzere müsadere, bir şeyin mülkiyetinin devlete geçmesini sonuçlayan bir yaptırımdır. Bu nedenle müsadere yanında “suç nedeniyle mülkiyetin devlete geçmesi” adıyla ayrı bir yaptırım düzenlemesi, bilimsel açıdan doğru olmadığı gibi, kavram karışıklığına da yol açabilecektir. Ayrıca, Tasarıda müsadere yaptırımı bir “ceza” olarak öngörülmesine rağmen, “suç dolayısıyla hiç kimse mahkûm edilmese de” müsadereye hükmedilebilmesi kabul edilmiştir. Ceza niteliğindeki bir yaptırıma, bir kimsenin mahkûmiyeti olmadan başvurulamayacağı açıktır. Belirtilen bu sakıncaların giderilmesi ve müsaderenin Anayasada yer alan mülkiyet hakkını zedelememesi için, suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen eşyanın müsaderesine karar verileceği kabul edilmiştir. İşlenişinden haberdar olmaması durumunda, sahibi bulunduğu eşya bir suçun işlenmesinde kullanılmış olsa bile, müsadereye hükmedilemeyecektir. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanmış olan eşya ise, suçun icra hareketlerine henüz başlanmamış ise, sadece bu nedenle müsadere edilemeyecektir. Ancak bu eşyanın niteliği itibarıyla kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsaderesine hükmedilecektir.
Müsaderenin Çeşitleri
- Eşya müsaderesi (TCK m.54/1, 3 ve 4); Örneğin, suçun işlenmesinde kullanılan silahın müsaderesi,
- Eşdeğer müsadere (TCK m.54/2): Örneğin, çalınan kimyasalların tüketilmesi hâlinde bunların değeri kadar paranın failden alınması,
- Kazanç müsaderesi (TCK m.55/1): Örneğin, çalınan paraların hisse senedi olarak saklanması hâlinde bunların müsadere edilmesi,
- Kaim değerlerin müsaderesi (TCK m.55/2): Örneğin, çalınan arabanın satılması neticesi elde edilen paranın müsadere edilmesi.
Müsadere Kararlarının İnfazı
“Eşya ve kazanç müsaderesi” başlığını taşıyan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük m.58/1 “5237 sayılı Kanunun 54 ve 55 inci maddelerine göre mahkemece hükmedilen eşya veya kazanç müsaderesine ilişkin mahkûmiyet hükümlerinin infazının esas ve usulleri yönetmelikte düzenlenir.” Hükmünü getirmektedir. Söz konusu yönetmelik “Suç Eşyası Yönetmeliği”dir.
Müsaderesine karar verilmiş suç eşyasına ilişkin işlemler
Mahkemelerce, emanet eşyanın müsaderesine ilişkin kesinleşen karar örneklerinden biri, dosyadaki emanet makbuzu ile birlikte bir hafta içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilir (Suç Eşyası Yönetmeliği m.15/1). Cumhuriyet Başsavcılığınca bu kararlar, emanet memurluğuna gönderilir (Suç Eşyası Yönetmeliği m.14/2). Emanet memuru, bu kararların tarih ve numaraları ile niteliklerini suç eşyası esas defterindeki özel sütunlarına işler ve kararları kartonlarında saklar (Suç Eşyası Yönetmeliği m.14/4).
Tedavül etmeyen paralarla suç eşyası ve kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri hakkında verilen müsadere kararlarının yerine getirilmesine ilişkin işlemler
Tedavül etmeyen paralarla suç eşyası ve mal varlığı değerleri hakkında verilen müsadere kararları aşağıdaki şekilde yerine getirilir (Suç Eşyası Yönetmeliği m.16):
- Eşyanın verileceği yer resmî bir kuruluş ise yazı ile o dairenin amirine yahut yetkili memuruna alındı karşılığında teslim edilir.
- Emanete alınmakla birlikte mahiyetleri itibarıyla müsadereye konu edilemeyen eşyalar, yargılama sonunda verilen bu yöndeki karar doğrultusunda, ilgili dosyasında delil olarak muhafaza edilmek üzere mahkemesine gönderilir. Mahkemeden alınacak alındı yazısının gün ve sayısı suç eşyası esas defterine işlenmek suretiyle kaydı kapatıldıktan sonra alındı yazısı kartonda saklanır.
- Müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere el konulamadığı veya merciine teslim edilmediği hâllerde bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine ilişkin verilen kesinleşmiş karar örneği mahkemesince doğrudan bulunduğu yerin en büyük mal memurluğuna gönderilir. Bu kararların infazı, 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılır.
Yapılacak teslim işlemleri sonucunda, ilgili merci ve dairelerden alınacak alındı yazısının gün ve sayıları suç eşyası esas defterine yazılmak suretiyle kaydı kapatıldıktan sonra sözü geçen alındı yazıları kartonunda saklanır.
Bankaya yatırılmış paraların müsadere ve iadesine ilişkin işlemler
Bankaya yatırılmış olan para hakkında verilen müsadere kararları aşağıdaki şekilde yerine getirilir (Suç Eşyası Yönetmeliği m.17):
- Müsadere hâlinde, reddiyat makbuzu düzenlenerek, para, imza karşılığında mahallin en büyük mal memurluğuna yatırılır; alınacak makbuzun numarası, suç eşyası esas defterindeki özel hanesine işaret edilir ve makbuzlar kartonunda saklanır.
CMK m. 258’e göre, 256. maddeye göre verilen müsadere kararlarına karşı istinaf yolu açıktır. İlk derece mahkemesinin kararlarını değiştirmeyen Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf mahkemesi) kararlarının temyiz edilmesi mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta istinaf mahkemeleri göreve başlayıncaya kadar ne olacağıdır. İstinaf mahkemeleri
göreve başlayıncaya kadar kanunda sözü edilen istinaf temyiz olarak anlaşılacaktır. (Bkz. 5235 s. Kanun Geçici m.2)