Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

VEKİLİN ALDIĞINI GERİ VERME BORCUNDA ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICI

VEKİLİN ALDIĞINI GERİ VERME BORCUNDA ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICI

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi
Esas: 2013/12649
Karar: 2013/22608
TAŞINMAZI BAŞKASINA SATAN VEKİLİN BEDELİ İADE ETMEME İDDİASI
VEKİLİN İADE BORCUNDA ZAMANAŞIMININ BAŞLANGICI

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, yurt dışında yaşadığını, sahibi olduğu taşınmazı satması için davalıya vekaletname verdiğini, davalının taşınmazı satmasına rağmen satış bedelini kendisine ödemediğini ileri sürerek, 20.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın öncelikle zamanaşımı, kabul edilmemesi halinde de esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, satış tarihinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekalet sözleşmesine dayanılarak yapılan taşınmaz satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup davalının, davacıya ait taşınmazı vekaleten 22.7.2005 tarihinde üçüncü kişiye sattığı anlaşılmaktadır.
Vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında, vekilin hesap verme borcu gelmektedir. Vekil, yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya mecburdur.
Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle iade borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Bkz. Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Dava konusu olayda, davalının, müvekkili olan davacıya hesap verdiği, vekalet ilişkisinin istifa, azil, ölüm gibi sebeplerle sona erdiği iddia ve ispat edilmediğinden zamanaşımı süresinin başladığından ve sürenin dolduğundan söz edilemez. O halde, zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle henüz başlamadığı gözetilerek mahkemece işin esası incelenip, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.