TAPU İPTAL VE TESCİLDE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi 2011/3501 E.N , 2011/7422 K.N.
İlgili Kavramlar
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
TAPU İPTALİ VE TESCİL
Özet
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREYLE MÜLKİYET HAKKI DEĞİL, HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ BELLİ BİR SÜRE İLE SINIRLANDIRILMIŞTIR. BU SÜRE, DAVA HANGİ AŞAMADA OLURSA OLSUN MAHKEMECE KENDİLİĞİNDEN GÖZETİLMELİDİR. TAPU KAYDINA DAYANILARAK YASANIN ÖNGÖRDÜĞÜ SÜRE İÇİNDE ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ EDİLMESİ GEREKİR. AKSİ TAKDİRDE TAPU KAYDININ VEYA KESİN HÜKMÜN BULUNMASI, ORMAN KADASTROSUNUN KENDİLİĞİNDEN GEÇERSİZ OLMASI SONUCUNU DOĞURMAZ.
İçtihat Metni
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı 05.02.2009 tarihinde açmış olduğu davada, K… köyü sınırları içinde kalan ve kendisine kök muris Alibeyoğlu Molla Mehmet’in oğlu Murat ve Teslime’den kalan 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170 ve 171 ada 1 parsellerde Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazların tapusunun iptali ile payı oranında adına tescilini istemiştir. Mahkemece, 6831 sayılı Yasa’nın 11. maddesi gereğince tapulu taşınmaz maliklerine orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve kararlara karşı askı ilan tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açma hakkı tanındığı, davacı tarafça belirtilen bu sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2/B madde uygulama alanı sınırları içinde bırakılan taşınmazların tapusunun iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında Kazıklı serisi içinde orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 1980 yılında yapılıp, 07.01.1983 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde; 1993 yılında yapılıp 14.06.1994 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Davacı, Medeni Yasa’ya göre mülkiyet hakkının bütün ayni haklar gibi, hak düşürücü süreye bağlı olmadığını ileri sürülerek dava konusu taşınmazları önce orman sınırları içine alan, sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkartan çalışmaların iptalini istenmekte ise de, 3373 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden önce yapılan ve ilan edilen orman kadastro işlemlerine karşı 3373 sayılı Yasa İle tapulu taşınmazlar için getirilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı, kaldı ki; ilan ve dava tarihine göre 10 yıllık sürenin dahi geçirilmiş olduğu, orman kadastrosu ile 2. madde ve 2/B madde uygulamalarının kesinleştiği, yine Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında kabul edildiği gibi, hak arama özgürlüğünün sınırsız olarak kabulü kamu düzenini aksi yönde etkileyeceği, hak düşürücü süre ile mülkiyet hakkı değil, hak arama özgürlüğü belli bir süre ile sınırlandırıldığı, bu sürelerin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmeleri nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun dava engellerinden olması nedeni ile mahkemelerce kendiliğinden ilk önce incelenmesi gerektiği, bir davadan hak düşürücü süre varsa dava dinlenemeyeceginden İşin esasının incelenemeyeceği ve kadastrodan önce var olan tapu kaydı ya da kesin hükmün tartışma konusu yapılamayacağı, tapu kaydına dayanılarak yasanın öngördüğü süre içinde orman kadastrosuna itiraz edilmesi gerektiği, aksi takdirde tapu kaydının veya kesin hükmün bulunması, orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmayacağı gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacının te’myiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), 14.06.2011 günü oybirliği ile karar verildi.