Sahtecilik Suçuna Konu Belge Nedir? Unsurları Nelerdir?
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 2. kitap dördüncü bölümünde, 204 ila 212. maddeler arasında belgelerde sahtecilik suçları düzenlenmiştir. Sahtecilik suçlarının ortak hukuki konusu bölüm başlığında vurgulandığı gibi kamu güvenidir.
Tek tek maddelerle ilgili açıklamalara geçmeden önce ortak kavram ve özellikleri genel olarak açıklanmasında yarar görülmüştür.
Genel Açıklamalar
Belge kavramı’, Belge, Arapça evrak karşılığı olarak kullanılmıştır. Evrak yazılı kağıt, kağıtlar anlamına gelir. Ancak, aşağıda açıklandığı gibi, belgenin varlığının kabul edilmesi açısından, yazılı bir kağıdın var olması zorunlu değildir.
Türk Ceza Kanununda belge tanımlaması yapılmamıştır. Yargıtay Kararlarında ise “hukuki bir hüküm ifade eden ve hukuki bir sonuç doğuran yazı” olarak tanımlanmıştır. Başka bir ifade ile belge hukuki açıdan önem taşıyan ve kanıt olma özelliği olan, beyan içeren yazı parçasıdır.
Belgelerde bulunması gereken ortak özellikler
a- Belge yazılı olmalıdır. Yazı, irade beyanı veya açıklamasını bunu saptamaya elverişli araç ve harflerle ifadesidir. Dilin önemi yoktur. Yazılı olma koşulunun gerçekleşmesi açısından içeriği anlaşılır olması gerekli ve yeterlidir.
b- Belgenin kanıt oluşturabilmesi gerekir; Herhangi bir yazılı metnin belge niteliğini taşıyabilmesi için, bir olay veya hakkın kanıtını oluşturması gerekir. Belgenin bu amaçla düzenlenmesi ya da sonradan bir olay veya hakkın kanıtı durumuna gelmesi arasında yaratacağı sonuçlar açısından fark yoktur.
c- Belgenin aidiyetinin saptanması gerekir; (düzenleyicisinin bulunması gerekir) Yazıdaki irade beyanının sahibinin, belirli bir kişi ya da makam olduğunun anlaşılması gerekir. Kişi gerçek bir kişi olabileceği gibi hayali bir kişide olabilir.
Kişiye aidiyet, imza ya da yazının içeriğinden anlaşılabilir. İçerikten anlaşılma ile açıklanmak istenen, yazının okunması ile belirli bir kişiye ait olduğunun ortaya çıkmasıdır. Okuma ile değil ancak özel bir inceleme (grafolojik araştırma) sonucu düzenleyici anlaşılabiliyor ise yazıda kimliğin varlığı kabul edilemez.
Yazının kime ait olduğunun içeriğinden anlaşılabilmesi özel belgelerde aslında özel belge olup, Türk Ceza Yasasının 210. maddesinde yer alan hüküm nedeniyle resmi belge ile eşit tutulan belgeler açısından geçerlidir, kamu görevlisinin sahteciliğinde bu durum söz konusu değildir. Çünkü, yetkili bir memurunun imzasını taşımayan resmi bir belge kural olarak hiçbir hukuki değer taşımaz. Bu nedenle, resmi belgenin içeriğinden hangi makam ve kamu görevlisi tarafından düzenlendiği anlaşılsa bile, altında yetkili memurun imzası bulunmayan yazı resmi belge niteliğini kazanamaz.
d- Belgenin hukuki sonuç doğurabilmesi gerekir; Yazının belge olarak kabul edilebilmesi için kanıtını oluşturduğu olayın hukuk düzeni ile ilgisi olması, hukuki bir önem ve etkiye sahip olması ve hukuki sonuçlara yol açabilmesi gerekir.
e- Belgenin hukuki varlığının bulunması gerekir; Belge bazen biçim koşulları bakımından sakatlık gösterdiği için bazen de içerik yönünden sakat ve temelsiz sayılarak hükümsüz kabul edilebilir. Belgenin sakatlığı, batıl olması durumu, onu yok ve tamamen geçersiz kılacak nitelikle ise, bu belge üzerinde sahtecilik suçu işlenemez. Ancak, nispi bir sakatlık söz konusu olup, belgenin feshi ve geçersizliği için ayrı bir işlem yapılması gerekiyorsa bu belge üzerinde sahtecilik suçu işlenebilir.
f- Belgenin taşınabilir olması gerekir; Herhangi bir yazının belge niteliğini kazanabilmesi için, üzerine yazıldığı nesnenin taşınabilir olması gerekir. Anıtlar, mezarlar, taşınmazlar ve ulaşım araçları üzerine yazılmış yazılar belge olarak kabul edilemezler.
Türk Ceza Kanununun 204. maddesinin gerekçesinde belge, yazılı bir kağıt olarak ifade edilmiş isede, gerekçenin devamında yazının kağıt üzerinde bulunması zorunluluğu olmadığı belirtilmiş, levha biçimindeki araç plakalarının da belge olarak kabul edilmesi gerektiği açıklanmıştır. Bu gerekçeye dayalı olarak aşağıda örnek olarak verilecek Yargıtay kararlarında da araç plakalarını resmi belge olarak kabul edilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Sonuç olarak, tanımlamak gerekirse belge, irade bildiriminde bulunan ya da yazıyı onaylayan veya düzenleyen kişi ya da makamın yazı içeriğinden veya altındaki imza ile belirlenebildiği, hukuki varlığı ve hukuki değeri bulunan, bir hakkın doğumuna, hukuki ilişki yada olayın kanıtlanmasına yarayan, taşınabilen bir şey (Kağıt, bez, levha, plaka gibi) üzerine yazı ile yazılmış metindir şeklinde tanımlanabilir.