Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Şirketler Topluluğu Raporları

Şirketler Topluluğu Raporları

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 199’uncu maddesinde şir­ketler topluluğunda bağlı ve hakim şirketlerin raporlarına ilişkin dü­zenleme aşağıda yer aldığı şekildedir.

“Bağlı şirketin yönetim kurulu, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde, şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında bir rapor düzen­ler. Raporda, şirketin geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yara­rına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açık­laması yapılır. Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemler­de, önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilir. Za­rar denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleşti­ği veya şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakla tanındığı ayrıca bildirilir.

Rapor, doğru ve dürüst hesap verme ilkelerine uygun olmalıdır.

Yönetim kurulu raporun sonunda şirketin, hukuki işlemin yapıl­dığı veya önlemin alındığı veya alınmasından kaçınıldığı anda kendi­lerince bilinen hâl ve şartlara göre, her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığını ve alınan veya alınmasından kaçı­nılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığını açıklar. Şirket zara­ra uğramışsa, yönetim kurulu ayrıca zararın denkleştirilip denkleşti- rilmediğini de belirtir. Bu açıklama sadece yıllık faaliyet raporunda yer alır.

Hakim şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başka- nından; bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirket­lerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme il­kelerine göre düzenlenmiş bir rapor hazırlattırıp yönetim kuruluna sunmasını ve bunun sonuç kısmının yıllık rapor ile denetleme raporu­na eklenmesini isteyebilir. Bağlı şirketler, red için yoruma yer bırak­mayacak açıklıkta bir haklı sebebin varlığını ispat edemedikleri tak­dirde, bu raporun hazırlanması için gerekli olan bilgi ve belgeleri hâ­kim şirketin bu işle görevlendirilen uzmanlarına vermekle yükümlü­dürler. İstemde bulunan yönetim kurulu üyesi, bunu bir üçüncü kişinin yararlanması amacıyla yapmışsa bunun sonuçlarından sorumlu olur.”

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 199/1’inci maddesine göre bağlı şirketin yönetim kurulu her yıl ‘‘bağlılık raporu” diye adlandırı­lan bir rapor hazırlar. Bu rapor bağlı şirketlerin kendi aralarındaki ve hakim şirketle aralarındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin kayıp/yarar ola­rak sonuçlarını açıklar. Raporun hazırlanmaması cezaî yaptırıma bağ­lanmıştır. Rapor yarar/kayıp sonuçlarını açıkladığı için, 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 202’nci maddesi ve devamı hükümleri, özel­likle kayıp ve denkleştirme davaları yönünden önem taşır. Hüküm, şirketler topluluğuna ilişkin sorumluluk hükümleri ve özellikle 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 438’inci maddesi ve devamı madde­lerde düzenlenmiş bulunan özel denetim ve 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 437’nci maddesinde öngörülen inceleme hakkı ile birlikte değerlendirildiğinde amacı daha iyi anlaşılır. Çünkü pay sahipleri bu rapora dayanarak sorumluluk davası açabilecekleri gibi bilgi alma haklarını daha bilinçli bir şekilde kullanabilirler.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 199/3’üncü maddesine göre yönetim kurulunun hazırladığı raporun sonuç kısmı, yıllık rapora alı­narak olağan genel kurula sunulan, böylece pay sahiplerinin aydınla­tılmasında önemli rolü olan kısımdır. Burada yönetim kurulu, faaliyet yılında gerçekleştirdiği tüm hukuki işlemleri ve alınan veya alınmayan tedbirleri değerlendirerek, bunların şirkete sağladığı fayda ve kayıpları ortaya koyacaktır. Yönetim kurulu, değerlendirmesini, söz konusu iş­lemlerin veya tedbirlerin gerçekleştirilmesinin söz konusu olduğu sı­rada kendisi tarafından bilinen hal ve şartlar ışığında yapacaktır. Yö­netim kurulunun sorumluluğu açısından kurulca “bilinmesi gereken” bazı hal ve şartların da dikkate alınıp alınmayacağı, öğreti ve içtihat faaliyeti gerektirir. Her halükarda yönetim kurulu, ilgili her hukuki iş­lem için karşı edimin uygunluğunu değerlendirecek, uygun bir karşı edim alınmamışsa bundan doğan kaybın nasıl denkleştirildiğini açık­layacaktır. Alman veya alınmasından kaçınılan tedbirler için de fay- da/zarar analizi yapılır. O faaliyet yılında birinci fıkraya göre açık­lanması gereken bir hukuki işlem veya tedbir bulunmuyorsa, bu da ra­pora yazılır.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 199/4’üncü maddesi hakim şirketin yönetim kurulu üyelerinin, bağlı şirketler hakkında bazı ilişki­leri sorgulama ve bilgi alma hakkını düzenlemektedir. Rapor “özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkeleri”ne göre dü­zenlenmelidir. Raporun niteliğine (kalitesine) ilişkin bu ölçü emredi­cidir. “Hesap verme” ibaresi ise hükme bilinçle konulmuştur. Amaç, sadece aydınlatma, üyelerin fikirleri olsun diye bilgi verme değil; de­netlemeye olanak sağlayacak rakamların, olguların ve sonuçların açık­lanmasıdır. Hükmün öngörülme amacı hakim şirketin yönetim kurulu üyelerine, konsolide bir fınansal ve malvarlıksal resim vererek onlara denetim ve gözetim yapma, gereğinde önlem alma, fikir edinme ola­nağını sağlamaktır. Bilgi alma hakkı bağlı şirketlerin birbirleriyle, pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkilerini de kapsadığından, hüküm şeffaflığa da yardımcı olur. Şirketin bu raporu kendi bilgi ve olanakla­rıyla hazırlaması hem güçtür; hem de böyle bir rapor amaca tam ola­rak hizmet edemez. Bu sebeple madde bağlı şirketlerin de gerekli bilgi ve belgeleri vermelerini açıkça ve emredici nitelikte öngörmüştür. Bağlı şirket yoruma yer bırakmayacak açıklıkta haklı bir sebebin bu­lunması halinde bilgi ve belge vermeyi reddedebilir. İstenen bilginin hükmün amacı dışında, meselâ bir haberde, davada, diğer bir raporda, bir kitapta kullanılacak olması, rakibe, potansiyel rakibe veya yabancı­lara verilme tehlikesi taşıması, bu hüküm anlamında haklı sebeptir. Bilginin ayrıca amaca uygun kullanılması, yukarıda sayılan durumlar­daki haklılığı ortadan kaldırmaz. Bu anlam özellikle son cümleden an­laşılır.