KARAR DÜZELTME DİLEKÇESİ – TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
YARGITAY (…..). HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
Sunulmak Üzere
………………………………… MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA ESAS NO : | …………/………….. |
DAVACI : | ………. ………………….. (TC Kimlik No: ……………..) Adres: ……………………………………. |
VEKİLİ : | Av. ……………………. ………………. (TC Kimlik No: …………………………) Adres: ………………………………………….. Tel:…………………… Fax:…………………… |
DAVALILAR : | ……………………. ………………………… Adres: …………………………………….. |
KONU : | Karar Düzeltme talebimizdir. |
AÇIKLAMALAR : |
Yukarıda bilgileri verilen dava dosyasından açmış bulunduğumuz davada, davanın husumetten reddine ilişkin verilen karar tarafımızdan temyiz edilmiş, dairenizce farklı bir gerekçeyle -borcun ifasının imkansız hale geldiği gerekçesiyle- onanmıştır. Söz konusu onama ilamı yanlış değerlendirmelere dayandığından, düzeltilmesine karar verilmesi gerekir. Şöyle ki;
- DAVA, TARAFLAR ARASINDAKİ SÖZLEŞMEYE İSTİNADEN AÇILMIŞTIR : Davanın konusu, davacının müvekkille yapmış olduğu sözleşme gereği, sözleşmede yüklendiği edimi ifasıdır. Bilindiği üzere karşılıklı edimleri havi sözleşmelerde, onama kararında da belirtildiği gibi, tarafların borcu sözleşmede yer alan edimleri aynen ifa etmeleriyle sona erer. Müvekkilin selefleri olan kişiler, davalı ile yaptıkları sözleşme gereği borçlarını ifa etmişler ve taşınmazı kullanmaya başlamışlardır. Ancak, aradan geçen uzun süreye rağmen, davalının taşınmazın tapusunu müvekkile devretmemeleri üzerine, işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur. Davanın konusu, davalıların sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeleridir.
- BORCUN İFASI TBK MD. 136’YA GÖRE İMKANSIZLAŞMIŞ DEĞİLDİR : Her ne kadar sayın Yüksek Dairece borcun ifasının imkansız hale geldiği gerekçesiyle verilen red kararı onanmışsa da, söz konusu onama kararı da usul ve yasaya uygun değildir. Zira borcun ifasının imkansız hale geldiğinin kabulü için, fiili veya hukuki bir imkansızlık meydana gelmesi ve borcun ifa edilemez hale gelmesi gerekir. Taşınmazın davalı kooperatif tarafından müvekkile satılarak devredilmesinden sonra, …………….. Belediye Başkanlığı’ndan alınan ruhsata istinaden taşınmaz üzerinde bir bina yapılmış olup, bu bina halen de kullanılmaktadır.
- Sayın yerel Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporundaki tespitin aksine, -muhterem Yüksek Daire de aynı kabulden yola çıkarak hüküm kurmuştur- taşınmazın yola terkin edildiğine ilişkin hiçbir işlem gerçekleştirilmemiş, taşınmazın gerçek maliki olan müvekkile karşı herhangi bir işlem de yapılmamıştır. Aradan geçen uzun süreye rağmen de, belediyece taşınmazın yola terkine karar verildiği gerekçesine dayalı bir kamulaştırma ihbarı veya davası müvekkile yöneltilmiş değildir. Müvekkilin tamamen kontrolü dışında ve müvekkili bağlayıcı olmayacak tarzda yapılan işlemlerle müvekkilin sahip olduğu ve ticari faaliyetlerinde kullanageldiği taşınmaz üzerindeki hakkının görmezden gelinmesi, hakkaniyete de aykırı olacaktır.
- Dolayısıyla, taşınmazın gerçekten yola terkin edildiği bir an için kabul edilse dahi, müvekkile tebliğ edilmeyen ve hiçbir şekilde haberdar edilmediği idari işleme karşı dava açabileceğinin kabulü ile, bu konuda dava açmak üzere müvekkilime süre verilmesi ve bu hususun da bekletici mesele sayılması yönünden yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken; verilen düzelterek onama kararı hatalıdır. Bu sebeple de bozulmalıdır.
- DAVALI TARAF KÖTÜNİYETLİDİR : Sayın Yüksek Dairece her ne kadar davalının İfa İmkansızlığı nedeniyle borcunu ifa edemeyeceği, dolayısıyla borcun ortadan kalktığı kabul edilmişse de; davalı taraf davanın açılmasına kendisi sebebiyet vermiştir. Zira davalı kooperatif, taşınmazın müvekkil adına tescil edilebilmesi için, yeniden bedel talebinde bulunmuş ve zaten müvekkile satmış olduğu taşınmazı tekrar satmaya kalkışmıştır. Bu durumda, davalının edimin ifasında imkansızlık bulunduğu savından vazgeçtiğinin kabulü ile, edimi ifaya zorlanması gerekir. Edimin aynen ifasının mümkün görülmemesi halinde de, aynı bölgede yer alan aynı tarzda bir taşınmazı müvekkile devretmeye zorlanmalıdır.
- DAVA KONUSU TAŞINMAZ YOL OLARAK KULLANILABİLECEK BİR ALANDA DEĞİLDİR : Her ne kadar sayın Mahkeme ve Özel Dairece taşınmazın yola terkin edildiği kabulünden hareketle hüküm kurulmuşsa da, dava konusu taşınmaz yol olarak kullanılabilecek bir alanda yer almadığı gibi, fiilen de uzun süreden beri alınmış ruhsata dayanarak inşa edilmiş bir bina yer almaktadır. Dolayısıyla, taşınmazın yola terkinine karar verildiği belirtilen belediyenin bir yandan da aynı taşınmaz üzerinde bina yapılmasına izin vermesi kendi içerisinde bir çelişki meydana getirmektedir.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve Yüksek Kurulunuzca re’sen dikkate alınacak sair sebeplerle; Dairenizin ………../………. E. ve ………../………. K. Sayılı, …./…./…….. tarihli kararının yeniden gözden geçirilerek talebimiz doğrultusun düzeltilmesine ve usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının müvekkil davalılar yararına bozulmasına karar verilmesini bilvekale saygıyla talep ederim.
Davalı Vekili
Av.
[/column]