İş sözleşmesinin kesin hükümlüzlüğü ve sonuçları nelerdir?
Bütün sözleşmelerde olduğu gibi, iş sözleşmesinin de, yapılması sırasındaki noksanlık veya sakatlıklar dolayısıyla, genel kurallara uygun şekilde kesin olarak hükümsüz sayılacağı veya sözleşme ile bağlı kalınmayacağı açıktır.
I. Sözleşmenin Kesin Hükümsüzlüğü
Genel hükümler uyarınca, sözleşmenin kesin hükümsüzlüğü nedenleri herkesçe öne sürülebilir ve hakim tarafından da resen göz önüne alınır. Böyle bir sözleşme daha başlangıçta ölü doğmuş olup geçerlilik kazanamaz. Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkasız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.. Kanuna göre, sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı hükümsüz olur. Ayrıca, Borçlar Kanununa yeni olarak getirilen ve İş Kanunu kapsamındaki işçilere de uygulanması gereken bir hükme göre, geçersizliği sonradan anlaşılan hizmet sözleşmesi, hizmet ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar geçerli bir hizmet sözleşmesinin bütün hüküm ve sonuçlarını doğurur. Bu hükümle hukukumuzda bu esasa uygun olarak sağlanan aşağıdaki gelişmeler yasal bir temele oturtulmuş olmaktadır.
İş Hukuku alanında, Yargıtay’ın bir İçtihadı Birleştirme Kararında, yaş küçüklüğü veya kadın olması nedeniyle herhangi bir işte çalışması yasak bulunan işçinin yasağa karşın çalıştırılması halinde işçi sayılacağı ve işçi sigortaları kanunlarının tanıdığı haklardan yararlanacağı kabul edilmiştir. Öğretide de, bu durumlarda sözleşmenin hükümsüz sayılması kuralının uygulanmasının, kanundaki güçsüz olan işçinin korunması amacına aykırı düştüğü ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin 255 sayılı tefsir kararındaki, bâtıl (kesin hükümsüz) olan iş sözleşmesinin taraflardan biri bunu ileri sü rünceye kadar geçerli bir sözleşme gibi işçi yararına hukukî sonuçlar doğuracağı görüşünün yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Böylece, Yargıtaya göre, bu durumlarda hükümsüzlük sadece geleceğe yönelik olarak etki doğuracak, geçmişe etkili olmayacaktır. Bu karar iş ilişkisi iş sözleşmesi ayırımına ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan, iş sözleşmesinin hükümsüzlüğüne karşın iş ilişkisinden o ana kadar doğan hakların göz önünde tutulması gerektiği esasına uygundur.
Yargıtaya göre, iş sözleşmesinin haklı bir nedenle feshinden sonra işçinin işyeri ile ilişkisinin herhangi bir nedenle, dava konusu olayda olduğu gibi, verilmiş yıllık izin nedeniyle izin sonuna kadar uzatılmış olması halinde fesih bildiriminden sonraki ilişkinin iş sözleşmesine dayanmayan bir iş ilişkisi olarak kabulü gerekir ve işçi bu süre içinde işçilik haklarından bu ilişki nedeniyle yararlanır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir kararına göre ise, İş Kanununun 67. (yürürlükteki 71) maddesindeki kural uyarınca, 15 yaşından ve bazı koşullarla hafif işlerde 13 (yürürlükteki hükümde 14) yaşından küçük çocuklarla iş sözleşmesi kurulamaz. Böyle bir sözleşme yapıldığı takdirde baştan itibaren geçersiz ve görülen hizmetin İş Kanunu kapsamı dışında kalması kaçınılmaz olup olayda davacının 1975 yılından 13 yaşını doldurduğu 1979 yılına kadar ki çalışmasının kıdem tazminatı hesabında göz önünde tutulması mümkün değildir. Bu karar, yukarıda belirtilen 1958 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına ve öğretide kabul edilen görüşlere ters düşmekte ve isabetsiz bulunmaktadır.
II. Sözleşme İle Bağlı Kalınmama
Bazı hallerde, özellikle sözleşmenin yapılması sırasında irade sakatlıklarının (yanılma, aldatma, korkutma) bulunması hallerinde, sözleşme geçerli olarak doğmuştur, ancak sözleşmenin devam edip etmemesi tarafların iradesine bırakılmıştır. Bu durumlarda tarafların sözleşme ile bağlı olmadığını karşı tarafa bildirme hakları vardır. Bu konuda genel hukuk kuralları uygulanır ve böylece sözleşme baştan itibaren ortadan kaldırılabilir. Ancak, kesin hükümsüzlük gerektiren bir durumla ilgili olarak verilen ve yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararının, sözleşmenin esasen geçerli olarak doğduğu kabul edilen bu durumlar için evleviyetle geçerli olacağı ve iş ilişkisinin varlığı karşısında sözleşmenin hükümsüzlüğüne rağmen bundan geçmişin etkilenmeyeceği sonucuna varılmalıdır.