İhbar tazminatı alabilmek uğruna kıdem tazminatından olmayın!!
İş sözleşmelerinin feshi, işçi tarafından fesih ve işveren tarafından fesih olmak üzere iki türlü karşımıza çıkmaktadır…
Eğer işçi, haklı nedenle iş akdini kendisi feshederse, ihbar tazminatına hak kazanamamakta, eğer işveren tarafından yapılan fesih haksız ise, işçi, ihbar tazminatı talep edebilmektedir.
Bazı işçilerin veya işçi vekillerinin, işçinin işyerine devamsızlığını haklı kılan sebepler bulunmasına rağmen, işverenin iş akdini haksız feshine dayanarak kıdem tazminatı ile birlikte ihbar tazminatı da talep ettikleri gözlemlenmektedir.
İş sözleşmesinin, işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia eden tarafın, devamsızlık olgusunun sabit olduğu durumlarda, işçinin, devamsızlığını, izne veya kabul edilebilir bir mazerete dayandığını ispat yükü bulunmaktadır.
Özetle işçi, haklı sebebi bulunmasına rağmen, bunu dava sebebi yapmayıp, ihbar tazminatını alabilmek adına işverenin iş akdini feshinin haksızlığına dayanır ise, kuvvetle muhtemel, alabileceği kıdem tazminatından da olacaktır.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin bu hususta vermiş olduğu karar özeti aşağıdaki gibidir;
“….Dava dilekçesi içeriği ve yargılama sonucunda yapılan tespitlere göre davacını fazla çalışma ücretinin ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu olgu davacı işçiye iş sözleşmesini fesih hakkı vermekte ise de yargılama sürecinde davacı iddiasını ıslah yönüne gitmemiş ve iş sözleşmesini kendisinin haklı sebeple feshettiğine dair bir iddia da bulunmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 29. maddesinin 2. fıkrasında, tarafların, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlü oldukları hükmü yer almaktadır.
Davacı işçi, iş sözleşmesini kendisi feshetmiş bulunmasına ve feshin haklı sebebe dayanmasına karşın bu olguyu dava sebebi yapmadığına göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun anılan maddesi hükmüne göre sonuçlarına katlanması gerekir.
Hal böyle olunca, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği gözetilmeden, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/27751 E. 2013/23864 K. 08.11.2013)