Yargıtay kararları ışığında işçinin işyerinde tehdit ve sataşma eylemleri
Sataşma, genel olarak hakaret, darp, kavga, tehdit şekillerinde karşımıza çıkmaktadır.
İşçinin işveren veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söylemesi, işverene yahut onun aile üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, bu yönde davranışlarda veya cinsel tacizde bulunması halinde de haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
Fesih nedeni olan davranışın ortaya çıkmasından itibaren 6 işgünü içerisinde fesih hakkı işverence kullanılmalıdır.
Feshe yetkili makama bildirilmeden önce yapılan soruşturma süreyi başlatmaz. Fesih süresi feshe yetkili makama bildirilmeden itibaren başlar. 6 günlük sürenin geçirilmesi halinde yapılacak fesih haksız fesih olacaktır.
İşveren, bildirim yapmaksızın sözleşmeyi feshedebilir. Herhangi bir fesih ihtarına lüzum yoktur. Feshin yazılı olması geçerlilik değil ispat şartıdır.
İki işçinin karşılıklı hakareti halinde işveren eşit işlem borcu gereği her iki işçinin de sözleşmesini feshetmediği taktirde fesih haksız olacaktır.
25.maddeden kaynaklı feshin haklı olduğunu ispat yükü işveren üzerindedir. İşveren sözleşmenin feshini gerektiren fesih nedenlerinin bulunduğunu ve bu nedenle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini ispatlamalıdır.
Olayda tanık dinlenilerek sonuca varılacaktır. Tanıkların kesin ifadelerle eylemi doğrulamaları aranmaktadır.
İşveren sözleşmeyi haklı feshetmişse işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz. İşveren sözleşmeyi haklı feshettiğinden işçi ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gibi işveren de ihbar tazminatı isteyemez.
“…Somut olayda, davacı işçinin olay günü 2 makineye bakması gerektiği halde,3 makineye bakma sırası kendinde olan diğer işçinin mazereti nedeni ile kendisinden 3 makineye bakmasının istenmesi üzerine çıkan huzursuzluk ve tartışma üzerine, infiale kapılıp duvara ve makineye yumruk atması sonucu elinin kırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak davacının bu eylemi nedeni ile duvarda veya makinede işverenin her hangi bir maddi zararının olduğu iddia edilmemiştir.
Bu durumda, gerek davacının yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda hatırlatıldığı halde görevini yapmamakta ısrar etmesi nedeni ile gerekse herhangi bir maddi zarar nedeni ile işveren tarafından haklı olarak feshi gerektirir bir durum olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
İşveren tarafından yapılan fesih, işçinin davranışının ağırlığına göre geçerli bir fesih olarak kabul edilmesi mümkün ise de, sonuçları daha ağır olan haklı fesih mahiyetinde kabul edilmesi doğru değildir.
O halde, davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2008/24712 E. 2010/12586 K. 06.05.2010)
“… Davalı işveren fesih bildiriminde davacının işini iyi yapmaması ve amirini tehdit etmesi sebeplerine dayanılmış, işçi hakkında suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacı işçi hakkında Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikayet sonucu hakaret suçlaması yönünden takipsizlik kararı verilmiş ancak tehdit bakımından Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmıştır. Mahkemece ceza davasının sonucu beklenmeksizin davacının amirini tehdit etmediği gerekçesiyle feshin haksız olduğu sonucuna varılmıştır. Kararın gerekçesinde başka bir işçinin işveren hakkında açmış olduğu dava dosyasında delillerden de söz edilmiştir.
Feshe konu edilen eylemle ilgili olarak ceza davası açılmış olup sonucu beklenmeksizin karar verilmesi hatalıdır.”(9.HD. 2011/7841 E. 2013/15240 K. 21.05.2013)
“…Somut olayda davacının, olay tarihi olan 18.05.2006 tarihinde işyerinin mali işler müdürü olan S.S.’in işyerine gelen E. P. yetkilisine bundan sonra eşantiyonları depoya teslim etmesini söylemesi üzerine “Sen işine bak. bize karışamazsın, haddini bil be adam deyip elindeki telefonu da sallayarak üzerine yürüdü bu telefona günde 40 telefon geliyor bunların hesabını senden soracağım” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durum dikkate alındığında davacının bu tartışma sırasındaki söz ve davranışlarının saygı sınırları içerisinde kabul edilemeyeceği işverenin diğer işçisine sataşma boyutunda olduğu anlaşıldığından davalının iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayandığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD 2009/975 E. 2010/38596 K. 17.12.2010)
“…Somut olayda, işyerinde davacıyla birlikte çalışan ve davacının sözlü tacizlerine maruz kalan G.(C.) K. ile davacının kendisinden zorla para ve sigara istediği özürlü çalışan A. K.’nun şikayetlerini işverene bildirdiği anlaşılmaktadır. Şikayetlerin bildirilmesinden sonra davacının 26.07.2011 tarihinde savunmasının alınıp, ..tarihli disiplin kurulu kararı doğrultusunda 03.08.2011 tarihinde çekilen ihtarname ile 4857 sayılı Kanun’un 25-11 b/c/d maddesi uyarınca davacının iş akdi süresinde feshedilmiştir. Şikayetlerde bulunan G. ve A. isimli tanıklar mahkemece dinlenmiş ve olayı doğrulamışlardır. Hal bövleyken, mahkemece işverenin haklı nedene dayanarak iş akdini feshettiği gözetilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin istemlerin reddine karar verilmesi gerekirken işverenin feshi haksız bulunup kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(7.HD. 2013/6684 E, 2013/18667 K. 07.11.2013)
“…Davacı, davalı işyerinde teknisyen olarak çalıştığını iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini savunarak kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, fazla mesai ve genel tatil alacağının ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacının, diğer teknisyenin başka bir şubeye gönderilmesi sonrasında onun yaptığı işleri yapmayıp arızaya gelen telefonları kabul etmediğinin iki kez tutanakla tespitinden sonra bu konuda davacıya görev tevdii yapmak istediklerini ancak davacının yeni görevlendirmeyi kabul etmediğini, bu hususu tutanakla tespitinin yapılmak istenmesi üzerine de ” o tutanağı imzalayanı vururum, telefon ettim silahım gelecek “ demek suretiyle tehdit ettiğini, bu konuda hakkında karakola şikayette bulunduklarını, davacının iş akdinin 4857 sayılı Yasanın 25/ll-d bendi uyarınca haklı olarak sona erdirildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinin kabulü ile ücret alacağı dışındaki taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının, karakol ifadelerinden ve davalı tanıklarının beyanlarından da açıkça anlaşıldığı üzere, amiri konumunda bulunan N.G.’yi görev tevdiini kabul etmediğine dair tutanağı imzalamaması konusunda tehdit ettiği, böylece işyerinde çalışma düzeninin bozulmasına sebebiyet verdiği sabittir. Davacının bu yönde yapılan ihtara yazılı yada sözlü olarak cevap vermediğinin tanık beyanlarından anlaşılmasına göre davalının, davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği göz ardı edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.”(7.HD 2013/5635 E. 2013/14117 K. 09.09.2013)
“…Somut olayda davacı dava dilekçesinde iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı istemiştir. Davalı ise, davacının …. tarihinde müşteriyle tartışıp hakaret ettiğini, bıçak çektiğini, sonrasında işyerini terk ettiğini savunmuştur. Mahkemece dinlenen davacı tanığı F.S., davacının manav reyonunda müşteri ile tartıştığını müşterinin davacıya küfür ettiğini davacının bu nedenle çıkışının verildiğini beyan etmiştir. Davalı ve aynı zamanda tutanak tanığı H.E., müşteri ile tartışma çıkması üzerine müdahale ettiğini, davacı ile müşteriyi araladıklarını, davacının bu sırada eline bıçağı aldığını ancak müşteriye yönelmediğini beyan etmiş, 16.07.2011 tarihinde davalı işyerinde çalışanlar tarafından ayrı ayrı tutulan tutanaklarda davacının müşteri ile tartıştığını, “dışarı çık’’ diye bağırdığını, tezgâhtan bıçak aldığını, davacıyı sakinleştirdiklerini beyan ettikleri görülmüştür.
Dosya kapsamı ve tanık beyanlarından davacının müşteri ile tartıştığı ve bıçak göstermek suretiyle olay çıkardığı sabit olduğu halde Mahkemece işverence 33 iş günü kapsar şekilde devamsızlık tutanağı tutulduğunu, davacının 16.07.2011 tarihinden itibaren işe gelmediğini, işçinin işe devam etmesinin beklenemeyeceğini, bu nedenle feshin haksız olduğu gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davalının feshi haklı nedene dayandığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir.”(7.HD. 2013/14467 E. 2013/21775 K. 11.12.2013)
“… Somut olayda, işveren davacının 08.09.2010 tarihinde iş yerinde çalışan C.Ç. isimli bir başka işçi tehdit ettiğini, iş sözleşmesinin bu nedenle feshedildiğini savunmaktadır.
Olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi bulunun B.T. isimli çalışan yazılı ifade tutanağında, davacının feshe konu olay tarihinde diğer çalışanı “ “Sen yazın buraya gelme, seni mermi manyağı yapacağım “ sözleri ile tehdit ettiğini belirtilmiştir.
Ayrıca, davacının yazılı savunmalarının tespit edildiği belge içeriği ile de feshe konu olay tarihinde bayram tatilin iptal edilmesi üzerine, davacının bu olayın sebebi olarak gördüğü diğer işçi C’.’e kızarak onu ajanlıkla suçladığı, bunun üzerine taraflar arasında tartışma yaşandığı ve tartışma sırasında davacının diğer işçiyi tehdit ettiği sabittir.
Davacının savunmasında kabul ettiği bu eylemleri işverenin bir başka işçisine sataşma niteliğindedir. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin işverence 25. maddesinin 2. bendinin (d) fıkrası gereğince haklı sebebe dayalı feshedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda kıdem ve ihbar tazminatı istemleri yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”(22.HD. 2014/4772 E. 2014/4602 K. 04.03.2014)
“…Somut olayda, davacının işyerine sarhoşluk boyutuna ulaşmayacak şekilde alkollü geldiği, alkollü gelmesi sebebiyle bu şekilde çalışması uygun görülmediğinden birim amiri tarafından izne gönderildiği, akabinde işverenin disiplin soruşturması başlattığı, soruşturma devam ederken davacı işçinin işverene kendisini ihbar ettiğini düşündüğü başka çalışanı işyeri dışında “işten çıkartılırsam topuklarına sıkarım” diyerek tehdit ettiği anlaşılmıştır. Davacı tehdit olayı ile ilgili işverene verdiği savunmasında olayı doğrulamıştır. Bu sebeple işverence yapılan fesih haklı sayılmalıdır. Mahkemece ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22.HD. 2012/15258 E. 2013/4450 K. 05.03.2013)
“…Somut olayda, feshe dayanak yapılan eyleme ilişkin düzenlenen 19.11.2011 tarihli şikayet dilekçesi içeriği ve tanık beyanları ile, feshe konu olay tarihinde davacının amiri konumunda bulunan E.T. isimli çalışanın, davacıyı görev yerini molalar dışında terk etmemesi hususunda uyarması üzerine, davacının yemekhane içerisinde başka işçilerinin huzurunda amirine “ adam kayırıyorsun” diyerek bağırdığı sabittir.
Ayrıca bu olay sonrasında davacının süpervizörler odasına gelerek aynı çalışanı “Bunun dışarısı da var, dışarıda görüşürüz” şeklinde sözler ile (chdil ettiği hem disiplin soruşturması sırasında, hem dc mahkeme huzurunda beyanları alınan davalı tanıkları tarafından doğrulanmıştır.
Mahkemece, her ne kadar yemekhanede yaşanan tartışmanın feshi gerektirecek ağırlıkta bir eylem olmadığı kanaati ile kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin kabulüne karar verilmiş ise de, bu tartışma sonrasında süpervizör odasında yaşanan tehdit olayına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Davacının davranışları bir bütün olarak ele alındığında, feshe dayanak yapılan eylemi 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin H’nci bendinin (d) fıkrasına göre, iş verenin bir başka işçisine sataşması niteliğinde olup iş akdinin davalı işverence haklı nedene dayalı feshedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.”(22.HD. 2012/29799 E. 2013/27728 K. 03.12.2013)
“…Hürriyeti tehdit suçundan devam eden ceza davası henüz sonuçlanmamış ise dc dosyaya yansıyan olayın aşamaları ve bunu doğrulayan deliller, işçi işveren ilişkisinin sürdürülebilir olup olmadığının değerlendirilebilmesi için yeterli görülmekle; olayın mağduru ile davalı tanığının beyan ve görgüsüne göre davacının işyerine yanında önceden tanınmayan biri ile gelmek suretiyle çalışan işçiye gözdağı verdiği, tehdit ettiği anlaşılmakla 4758 sayılı İş Kanunu’nun 25.11 .d) bendindeki sataşma eyleminde bulunduğu sabit olan davacının iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle fesih koşulları gerçekleştiğinden kıdem ve ihbar tazminatının reddi yerine kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir.”(22. HD. 2012/30164 E. 2013/27902 K. 05.12.2013)
“…Davacı işçinin kalite sorumlusu olarak çalıştığı, 30.4.2005 günü görevini gereği gibi yapmadığı, diğer kalite sorumlusu C.Ç. tarafından uyarıldığı, davacı işçinin bunun üzerine elindeki alyen anahtarı ile C.Ç.’in üzerine yürüyerek tehdit ettiği davalı tanık beyanlarından anlaşılmaktadır.
Davacı işçinin eylemi İş Kanunun 25/2-d maddesinde düzenlenen “işverenin başka bir işçisine sataşması” olup işverene iş sözleşmesini haklı olarak feshetme imkanı vermektedir.
Davalı işveren tarafından davacı işçinin iş sözleşmesi haksız olarak feshedildiği belirtilerek kıdem ve ihbar tazminatına hiikmedilmesi hatalıdır.”(9.HD 2008/5757 E. 2009/18553 K. 02.07.2009)
“…Somut olayda; davalı işveren davacının iş sözleşmesini başka bir işçiye sataşması nedeniyle feshetmiş olup, dosya içindeki delil ve tanık beyanlarına göre diğer işçi F.’nm tahriki üzerine olsa dahi, davacı işçinin, bu kişiye yönelik sataşma niteliğinde bulunan eylemler akabinde fabrikaya üçüncü şahısların geldiği ve işyerinde düzenini bozan olaylar çıktığı, bu durumda işverene 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d maddesinde tanımlanan haklı fesih nedeni doğduğu anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2012/9217 E. 2014/17599 K. 29.05.2014)