Hırsızlık nedeniyle iş akdinin feshi – Yargıtay kararları
Davacının iş sözleşmesi, muhasebe elemanı olarak çalıştığı mağazada meydana gelen stok açığını fark ettiği halde yetkililere bildirmemesi, bu yöndeki doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları nedeniyle tazminatsız olarak sona erdirilmiştir. Fesih nedeninin aydınlatılması açısından mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmamıştır. Öncelikle davacının da tanık olarak dinlendiği ceza yargılamasına ilişkin dosya cclbcdilmeli, davacının dosyada mevcut ancak okunamayan savunma yazısının okunaklı bir örneği dosya arasına alınmalıdır.
Ardından işyerinin büyüklüğü, yapılan işin mahiyeti, suçun ne şekilde hangi tarihlerde işlenmiş olduğu, davacının yaptığı işin niteliğine göre işyerinde oluşan stok açığından haberdar olup olamayacağı, işverenin zararına neden olan açıklar konusunda kusuru bulunup bulunmadığı serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye işyeri kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilerek incelenmeli, feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusu değerlendirilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/8797 E. 2014/10928 K. 02.05.2014)
“…Dosya içeriğine göre, temizlik işçisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, işverence idare binasının girişindeki vestiyer rafında bulunan çikolata paketini alması nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 25/Il-e. maddesi gereği tazminatsız olarak feshedilmiştir. Davalı tarafından sunulan tutanak ve güvenlik kamerası kaydı, davacının söz konusu yere eli boş olarak girip elinde bu kutu ile çıktığına ilişkindir. Tutanak imzacısı kişiler, davalı tanığı olarak yargılama sırasındaki beyanlarında, firma yetkilisinin kendisine hediye olarak gelen çikolata paketinin kaybolduğunu söylemesi üzerine güvenlik kamera kayıtlarının incelendiğini, davacının önce durumu inkar ettiğini, ardından kayıtlar izletilince bir kere almış bulundum dediğini ifade etmiştir.
Davacı da duruşmada vestiyerde bulunan o paketi boş olduğunu ve atılacağını düşünerek aldığını söylemiştir. Delil durumuna göre, davacının vestiyerde bulunan çikolata kutusunu aldığı sabittir. Vestiyer bölümünün herkesin girip çıkabileceği bir yer olması sonucu değiştirecek mahiyette değildir.
İşçi, temizlik işini yerine getirdiğinden, işyerinde kimsenin olmadığı zamanlarda, mesainin başlamasından önce ve bitişinden sonra görev yapmaktadır. Günün bu bölümlerinde işyerindeki tüm evrak ve belgeler, eşyalar ve işin niteliğine işyerindeki göre tüm malzemeler işçiye emanet edilmiş durumdadır. İşçiden işverene ait tüm bu eşyaları muhafaza ederek temizlik işini ifa etmesi beklenmektedir. Davacının kimsenin bulunmadığı bir sırada başkasına ait çikolata kutusunu alarak kendisine mal etmesi, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğindedir. İş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmaktadır. Kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hatalı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(22.HD 2012/9148 E. 2012/28123 K. 13.12.2012)
“…İşyerinde güvenlik görevlisi olarak çalışan davacı ve bir grup arkadaşı tarafından davalıya ait işyerinde hırsızlık yapıldığı, haklarında açılan ceza davasında bir kısım sanıkların mahkumiyet aldığı, davacı hakkında hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği, daha sonra zamanaşımı nedeniyle davacı hakkmdaki davanın ortadan kaldırıldığı ve davacının iş akdinin ceza davasına konu eylemi nedeniyle işveren tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.
Ceza yargılamasında beraat kararı verilse de, emniyet soruşturması sırasında davacının hırsızlık olayına karıştığına ilişkin somut açıklamalar bulunduğundan, işverenin iş akdini feshinin haksızlığından söz edilemez. Kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir.”(9.HD. 2012/25051 E. 2014/21796 K. 25.06.2014)
“…İş akdinin feshi yönünden işveren, İş Kanunu 25/2-e maddesine dayanmıştır. Dosyadamevculgörüntü veses kayıtların m çözümünde,davacının kolileri karıştırarak ürün seçtiği, ürünleri denediği ve elindeki poşetleri kontrol ettirmeden bina dışına çıktığı, bunun tespiti üzerine işverence hak düşürücü süre içinde iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakta olup, işveren feshinin haklı olduğunun kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu alacakların hüküm altına alınması hatalıdır.”(9. HD. 2014/12469 E. 2014/14713 K. 07.05.2014)
“…Davacının iş akdi işyerine ait teknelerden mazot çaldığı iddiasıyla feshedilmiştir.
Mahkemece; işverence Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na davacı ve diğer arkadaşlarının 22/07/2005 tarihinden geriye dönük olarak 4-5 sene içerisinde hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve suç eşyasının satın alınması suçlamalarıyla ilgili olarak şikayette bulunulduğu ve bu eylemlerinden dolayı iş akdinin feshedildiği ileri sürülmüş ise de davalının bu iddiasının samimi olmadığı, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/18358 soruşturma no, 2006/5685 karar nolu kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karardan ve verilen takipsizlik kararına davalının vaki itirazı üzerine itirazın reddine karar verilerek kesinleşmesinden anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C.Başsavcılığı’nm verdiği takipsizlik kararı hukuk hakimini bağlamaz. Kaldı ki davacılardan tanık olarak dinlenen O.G. işverene verdiği yazılı ifadelerinde eylemi kabul etmiş ve bu işi yapanların isimlerini de söylemiştir. İlk görünüş kanıtlarını çürütecek bir başka belge bulunmamaktadır. Eylem sabittir.
Bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/41158 E. 2011/8567 K. 24.3.2011)
“…Mahkemece, “….davacının davalı şirketin 11 yıllık çalışanı olduğu davacı hakkında bu konu ile ilgili daha öncesine ait yapılan bir tespit ve tutulan tutanak bulunmadığı, savunması da alınmadan işten çıkartıldığı, çantasında çıktığı beyan edilen kaşar peynirin miktarının belli olmadığı, bunun ile ilgili suç duyurusu bulunmadığı peynirin rendelenmiş olmasına göre yemek artığı olabileceği , işten çıkartma müeyyidesinin bu kapsam için ağır olduğu fesih şeklinin davacı işçi lehine kıdem ve ihbar tazminatı hakkı doğuracak nitelikte olduğu..” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir
Davacı iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarını talep etmiştir. Davalının hırsızlık savunmasına karşılık mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçeyle feshin haksız olduğu kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut 24.07.2009 tarihli tutanaklarda, personel çıkışında davacının çantasının arandığı ve içerisinden tahmini 500 gr ağırlığında rendelenmiş kaşar peyniri çıktığı, o gün yemek firmasından öğle yemeği için domates çorbasının geldiği, çorbaya ilave edilmek üzere getirilen kaşar peynirinin çalışanlara sunulmadığı belirtilmektedir.
Tutanak mümzilerinden duruşmada ifadesine başvurulan tanık F.S. tutanak içeriğini doğrulamıştır. Bu suçlamaya karşı, davacı yargılama safhasında hiçbir beyanda bulunmamış, olayı inkar yoluna gitmemiştir.
Bu durumda, davalı işveren, iş sözleşmesini İş Kanununun 25/2. Maddesi uyarınca feshettiğini somut delillerle kanıtlamış ve işçinin çalışanlara verilmek üzere getirilmiş gıda malzemesini işverenin rızası dışında dışarıya çıkarmaya çalıştığı açıkça anlaşılmış olup bu davranış işverene haklı fesih imkanı vermektedir.
Davacı hakkında daha önce tutanak tutulmaması veya Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmaması, haklı feshi ortadan kaldıracak gerekçeler değildir. Haklı fesih halinde işverenin savunma alma zorunluluğu da bulunmadığından mahkemece kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi yerine hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2011/42485 E. 2013/10249 K. 27.03.2013)
“…Davalı davacının 14/06/2010 tarihinde manav odasında bulunan ve dışarıya açılan kapıdan içerisinde erik, elma, üzüm, şeftali ve biberin bulunduğu poşeti koyarak dışarıya çıkardığının tespit edilmesi üzerine iş akdinin feshedildiğini ileri sürmüş ve mahkemece feshin haklı olduğu kabul edilmiş ise de, davacının dışarıya çıkarmaya çalıştığı meyve ve sebzelerin kullanılabilir olup olmadığı konusunda tanık beyanlarında bir birlik olmayıp, genel olarak meyve ve sebzelerin sağlam satılabilir nitelikte olduğuna ilişkin somut deliller sunulmadığı anlaşılmakla davacının eylemi ile fesih arasında orantısızlık bulunduğundan davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2014/3969 E. 2014/8209 K. 13.03.2014)