Yargıtay: “Müşteri çekmek için yapılan indirimli malların topluca işçi tarafından alınması nedeniyle işveren feshi haklıdır.”
“…Somut olayda davacının işyerinde reyon şefi olarak çalıştığı sırada, indirimli satışı sona eren bir ürünün etiketini değiştirmediği ve aynı gün saat 15.00 sularında kendisine bağlı çalışan alt işveren elemanına eşine ait kredi kartını ve şifresini vererek düşük fiyatlı üründen 15 adet aldırdığı, işlemin dikkati çekmesi üzerine kasaya gelerek ürünleri mahallesinde bir kuaför için aldığını söylediği, ancak işveren yetkililerinin satış işlemini iptal ederek durumu tutanağa bağladıkları anlaşılmaktadır. İşyeri çalışanlarının olaya dair düzenledikleri tutanak ile beyan dilekçelerinden davacının eylemi sabit olup, davacı işçi savunmasında somut bir açıklama getirmemiş, yaptığı alışverişte bir ürünün fiyatının yanlış geçtiğini, nedenini bilmediğini belirtmiştir.
Mahkeme kararının gerekçesinde yer alan kasa servis şefi S.Ü.Y. ise beyanında ürünü fiyatının yanlış olduğunu fark eden Reyon şefi olan davacının fiyatın düzeltilmesini merkez kasadan talep ettiğini, ancak bir yandan fiyat düzeltmesini talep ederken diğer yandan düşük fiyatla kendisi adına ürün almış olmasını etik bulmadığını belirtmiştir.
Fiyat belirleme yetkisinin davacı işçide olmadığı açıktır. Davalı şirket merkezi tarafından belirlenen fiyatlar ve süreli indirimler reyon sorumluları tarafından uygulanmaktadır.
Somut olayda davacının 09/03/2009 tarihinde ürün fiyat değişikliğini yapmadığı ve kendisine bağlı çalışan alt işveren işçisine kendisi hesabına bir alışveriş yaptırdığı açıktır. Davacının sözü edilen davranışı bilinçli olup, bir unutkanlığın eseri olmayıp, doğruluk ve bağlılığa aykırılık oluşturur. Mahkemece davaya konu ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.”(9. HD. 2010/33980 E. 2013/585 K. 15.01.2013)
Satışta olması gereken indirimli ürünleri almak için müşteriden saklayan işçilerin eylemi doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmaz.
“…Somut olayda, dosya içinde bulunan CD görüntüleri ve yazılı ifadelerden, giyim satış mağazası olan işyerinde satışta olması gereken ürünlerin bir kısmının koliler içinde gizlenmiş olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Tespit üzerine başlatılan soruşturmada, işçilerin bir kısmı ürünleri kendilerinin ilerde satın almak için ayırdıklarını, avans alınması veya kredi kartının hesap kesim tarihinin geçmesi sonrasında satın alacaklarını açıkladıkları görülmektedir. Aynı zamanda yazılı olarak ifade veren P.D. E., H.Ö., S.H.adlı işçiler, koli içinde ürün gizleyen diğer çalışanların isimlerini de bildinnişlerdir.
İşyerinde çalışan işçilerin indirim döneminde veya indirimsiz satışlarda % 15 iskontolu olarak satış haklarının olduğu her iki taraf tanıklarınca ifade edilmiştir. Bu durumda satışta olan bir ürünlerin işçiler tarafından satın alınmasında bir usulsüzlük yoktur. Temel sorun mağaza çalışanlarının, indirime girmesini beklemek için, ürünün satılarak tükenmemesi için, satışı, avans alınca yapmak veya kredi kartının hesap kesim tarihinin geçmesi ile ödemeyi bir sonraki ekstreye aktarmak gibi nedenlerle satıştaki ürünün mağaza içinde gizlenmesi olayıdır. Bu noktada işçinin menfaatinin az olup olmamasının veya ilk defa bu yola gitmiş olmasının bir önemi yoktur. Satış mağazasında satışta olması gereken ürünün her ne maksatla olursa olsun işyeri yetkilisi bilgisi ve izni dışında gizlenmesi doğruluk ve bağlılığa aykırılığı oluşturur. Ürünlerin, depo içerisinde üzeri askılık veya kartonlarla gizlenmiş kolilerde saklanması dahi işverenin bilgisi haricinde ve menfaat teminine yönelik bir davranışı ortaya koymaktadır.
Davacı işçi, olayla ilgili olarak yazılı savunmasında, indirimden birkaç gün sonra koli yapıldığını öğrendiğini, yapanların da H.Ö., A.K., G. G.olduğunu, kendisinin de banka kartı hesap kesim tarihine göre almak üzere iki pantolonu ayırdığını kabul etmiştir. Yazılı ifadesi alınan diğer bazı işçiler de davacının koli içinde ürün ayırdığını belirtmişlerdir. Bu konuda ifadesi alman işçilere baskı uygulandığı da yöntemince kanıtlanamamıştır. Davacı tanıklarının olay tarihinde davalı işyerinde çalışmaları olmadığından uyuşmazlık konusu olaya dair somut bilgileri yoktur. Buna karşın, davalı tanıkları olayın ayrıntılarını net biçimde açıklamışlardır.
Öte yandan yazılı ifadeleri ile ürün gizlediklerini kabullenen bazı işçiler, açık biçimde avans alınca satın alma işlemi yapılmak üzere ayırdığını veya kullandığı kredi kartını belirterek hesap kesim tarihinin geçmesinin ardından satın almak için ayırdığını açıklamış olmakla, bu şekilde ayrıntılı beyanlar da işverence baskı yapılmadığının göstergesidir.
Yapılan açıklamalara göre davacının doğruluk bağlılığa aykırı eylemi kanıtlanmış olup, ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine karar verilmelidir. Mahkemece iddiaların kanıtlanaınadığı veya daha makul yaptırımlar yerine feshin haksız olduğu şeklinde gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9.HD2012/4765 E. 2012/18802 K. 29.05.2012)