Hatırlatıldığı halde işçinin görevini yapmaması – Yargıtay kararları
“…Mahkemece davacının verilen işleri yapmak hususunda gerekli özeni göstermediği bu hususta direnç gösterdiği buna göre feshin haklı nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının iş sözleşmesinin telefonla bildirilen görevi trafik yoğunluğunu gerekçe göstererek yerine getirmemesi nedeni ile feshedildiği savunulmuş ise de. davacının verilen görevi yapmamakta ısrar etmediği görevin yapılmasını engelleyen trafik yoğunluğunu gerekçe gösterdiği, bilahare verilen görevi aynı gün yerine getirdiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda işverenin haklı fesih sebepler arasında gösterilen vc 4857 sayılı yasanın 25/2-h maddesinde düzenlenen “işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi” hükmü somut oIayda gerçek 1 eşmem iştir.
Davacının kıdem, ihbar tazminatı istekleri dosya içinde mevcut bilirkişi raporu bir değerlendirmeye tabi tutularak kabul edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2006/12568 E. 2006/31201 K. 27.11.2006)
“….Dosya içeriğinden 28.5.2008 tarihinden beri işyerinde kamyon şoförü olarak çalışan davacıya 31.7.2011 tarihli yazı ile işyerinde haftada beş gün ve günde 08:00-18:00 saatleri arasında haftalık 45 saat üzerinden devam eden çalışına düzeninin, işlerin yoğunluğu nedeniyle iki vardiya sistemine geçilmesiyle haftada 6 gün, günlük 7,5 saat ve haftalık 45 saat şeklinde değiştirildiğinin bildirildiği, yine işveren tarafından noterden çekilen 08.08.2011 tarihli ihtarnamede davacının sebep bildirilmeden bu değişikliği kabul etmediği vc 1-2 Ağustos 2011 günlerinde işe gelmediğin konusunda savunmasının istendiği, davacının da 22.8.2011 tarihli savunmasında değişiklik nedeniyle fazla mesai gelirinin ortadan kalkacağı ve artık geçinmeyeceğini bunu kabul etmediğini işyeri yetkilisi ile yaptığı görüşmeden sonra eski sistemle çalışmaya devam ettiğini devamsızlık yapmadığını bildirildiği görülmüştür
Somut olayda dosyaya sunulan bir kısım işyeri belgelerine göre davacının kullandığı kamyonu ile 1-2 Ağustos 2011 günlerinde işyerine giriş çıkış yaptığına dair bilgiler bulunduğundan devamsızlık iddiası işverence kanıtlanamamıştı^ Davalı işverenin iş yoğunluğu nedeniyle vardiya sistemine geçmesi, bu yeni durumda çalışma süresini kanuni sınırlar içerisinde kalarak tek taraflı düzenlemesi tamamen yönetim hakkı kapsamında yaptığı bir değişikliktir. Yapılan değişiklikle işyerinde önceden olduğu gibi haftalık 45 saatlik çalışmanın korunduğu daha ağır koşulların getirilmediği anlaşılmaktadır. Davacının bu değişikliğe itirazı ise önceki çalışma düzeninde fazla mesai ücreti alarak, bir ek gelir elde ettiği, ancak yeni düzenlemede artık bu ek gelirden mahrum kaldığı yönündedir. Davacı doğrudan çalışma gün sayısının beş günden altı güne çıkarılmasına bir itirazı yoktur. Kaldı ki sunulan bir kısım işyeri kayıtlarından davacının genellikle haftada altı gün çalıştığı da anlaşılmaktadır. Davacı savunmasında bu değişikliği kabul etmediğini eski sistemde çalışmaya devam etmek istediğini bildirerek görevinin hatırlatıldığı halde yapmama konusunda ısrar etmiştir. Bu durumda fesih haklı hale geldiğinden kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekir.”(22.HD. 2012/29473 E. 2013/30454 K. 26.12.2013)
“…Somut olayda davacının 12.02.2009 tarihinde kendisine verilen görevi yapmadığı sabit ise de haklı fesih için işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmaması gerekir.
Davacının iş akdinin feshine neden olan iş yapmama eylemi bir defaya mahsus olup işverenin fesihten önce görevini yapması hususunda davacıyı uyarmadığı ve işverenin yasanın 25/II-h bendi gereğini yerine getirmediği anlaşıldığından davacının kıdem vc ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2010/20968 F„ 2012/32912 K. 03.10.2012)
“…Davacının hizmet akdi satış fişine akaryakıt satışı yaptığı aracın plakası yerine şirketin adını yazdığı gerekçesiyle feshedilmiş ve mahkemece de bu husus işveren yönünden haklı fesih nedeni kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminat talepleri reddedilmiş ise dc, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
Şöyle ki; davacının eylemi yapmakla ödevli olduğu görevi talimatlara uygun olarak yapmamaktır. Bu eylemin haklı fesih sebebi oluşturabilmesi için «işçinin yapmakla ödevli olduğu görevi kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi» gerekir.
Feshe konu eylem bir kere meydana gelmiş olup, davacının bu konuda daha önce usulüne uygun şekilde uyarıldığı ve görevini yapmamakta ısrarcı olduğu usulüne uygun şekilde kamtlanamadığı gibi, eylem nedeniyle işverenin herhangi bir zararı oluşmadığından feshin haklı nedene dayandığının kabulü mümkün değildir. Bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2011/53643 E. 2014/2922 K. 03/02/2014)
“Somut olayda, davacının yapmakla ödevli olduğu görevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar ettiği iddiasının kanıtlanamadığı, kaldı ki davacının yapmakla yükümlü olduğu görevleri yapmadığı konusunda uyarıldığı da kanıtlanamadığından fesih haksız olup, kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.”(9. HD. 2012/9868 E. 2014/14778 K. 07.05.2014)
“…Mahkemece davacının hizmet akdinin haksız feshedildiği gerekçesiyle kıdem vc ihbar tazminatlarına hükmedilmişsc dc; dosyada mevcut işyeri kayıtlarından işyerinde 2 yıl 1 ay 9 gün çalışan davacının defalarca işe geç geldiği, görevini dikkatli yapmadığı için işverenin idari para cezasına mahkûm edildiği, davacının en son 18/08/2009 tarihinde işe yine geç geldiği ve bunun üzerine davacının iş akdinin işveren tarafından 2008 Yılı Ekim ayında başlayan işe geç gelişleri ve işyerinin idari para cezasına mahkum edilmesine sebebiyet veren davranışları nedeni ile 20/08/2009 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır.
4857 Sayılı Yasa’ nııı 25/2-h maddesi “yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar eden” işçinin iş akdinin haklı nedenle feshedilebileceğini öngörmektedir.
Bir işçinin yapmakla ödevli olduğu asıl görevi ise, işe zamanında ve düzenli gelip iş görme edimini aksaksız şekilde yerine getirmektir.
Yukarıda belirtildiği üzere dosyada mevcut belgelerden, davacının işe geç gelmeleri ve bu konuda yapılan uyarılarla görevini dikkatli yapmaması sonucu şirketin idari para cezasına mahkûm edildiği belgelerle sabittir.
Davacının son eylemi, 18/08/2009 tarihinde gerçekleşmiş ve fesih 20/08/2009 tarihinde, 6 günlük hak düşürücü süre içinde yapılmıştır. Bu nedenlerle iş akdi haklı nedenlerle ve süresinde feshedilen davacının kıdem ve ihbar tazminatları talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.”(9.HD 2012/955 E. 2014/5337 K. 20.02.2014)
“…Davacı iş sözleşmesinin 27.08.2008 tarihinde haksız olarak işverence feshedildiğini iddia etmiştir.
Davalı davacıya 27.08.2008 tarihinde bir gün sonrası için, bir güne mahsus olmak üzere 4/12 vardiyasına gelmesinin istendiğini, davacının ise buna rağmen … günü sabahı işe gelmesi üzerine amirleri ile arasında münakaşa yaşandığını, uyarılması üzerine mazeretsiz şekilde işe devam etmediğini, davacının iş sözleşmesinin tek taraflı ve haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece fesih tarihinde yoğun olan işler nedeniyle davacının daha önce imzaladığı sözleşmede de hüküm bulunmasına rağmen çalışmaya gelmediği, akabinde de işi bıraktığı, bu nedenle feshin kendisi açısından haklı olmadığı, işveren tarafından çıkarılma olgusunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı işveren 28.08.2008 tarihli tutanakta4/12 vardiyasına davacının gelmesinin istendiği halde aynı gün sabah geldiğini, bu nedenle talimatlara uymadığını, çalışma ortamının düzenini bozduğunu belirtmiş,02.09.2008 tarihli fesih ihtarında İş Kanunu’nun 25/ g-h maddeleri gereği feshettiğini bildirmiştir.
Toplanan deliller vc tüm tanık ifadelerinden davacı işçinin zorunlu olmadığı halde gece vardiyasına gelmediği, ancak aynı gün sabah işe geldiği, işverence işe alınmadığı anlaşılmıştır.
Olayda işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri yapmadığı kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrarcı olma durumu mevcut değildir. 4857 İş Kanunu 17/2 lı ve g fıkralarındaki eylemler oluşmadığından davalının iş akdinin feshi haksızdır. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/3913 E. 2012/11926 K. 09.04.2012)
“…Somut olayda; davalı işyerinde tıbbi satış mümessili olarak görev yapan davacıyı davalının çeşitli defalar uyarmasına rağmen davacının işini yapmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle iş akdi feshedilmiştir. Tüm dosya kapsamından; davacının görev listesinde yer alan hastane vc eczanelere gerçekleştirmesi gereken ziyaretleri düzenli yapmadığı, sağlık sorunları nedeniyle de ara ara yapamadığı anlaşılmakta olup işverene 4857 Sayılı Kanunun 18. Maddesinde öngörülen geçerli nedenle iş sözleşmesini sona erdirme hakkını vermekte ise de haklı fesih yoluna gidilmesi eylem ile orantısız niteliktedir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD 2012/17225 E. 2014/20306 K. 18.06.2014)
“….Davacının kazancı olarak işe girdiği anlaşılmaktadır. Daha sonra ek ücret verilmek suretiyle boyahanede kurutma makinesine bakma, sıkma, mal doldurma vc boşaltma işleri yaptırıldığı, ek ücret ödenmesi uygulamasına son verilmesi üzerine ihtara rağmen anılan işleri yapmadığı görülmektedir. Davacı, yapmakla görevli bulunduğu asıl işini yapmış olduğundan ek işi yapmamaktan dolayı işverence iş sözleşmesinin feshi haksızdır. Bu durumda ihbar vc kıdem tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken mahkemece yazılı şekilde reddi hatalıdır.”(9.HD 2006/30195 E. 2007/18261 K. 07.06.2007)
“…Davalı işveren davacı işçinin verilen görevi hatırlatılmasına rağmen yapmadığı gerekçesi ile iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece bu savunmaya itibar edilmiş ve kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de davacıya isnat edilen eylem ile işverenin iş sözleşmesinin feshi arasında büyük bir dengesizlik bulunmaktadır.
İşverence davacıya görevini yapması hususunda ihtar verilmediği gibi yapmamakta ısrar ettiğine ilişkin kanıt sunulmamıştır. İşverenin fesih işlemi ölçülülük ilkesine aykırıdır.
Davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığının kabulü gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile bu tazminatların reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD 2008/41147 E. 2010/29085 K. 14.10.2010)
“…Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi üzerine, işi yavaşlatarak işyerinde verimi düşürmesi ve işvereni zarara uğratması nedeniyle 4857 sayılı yasanın 25/11 -h maddesi gereğince haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Somut olayda günde 323 kapı üretilen işyerinde çalışmakta olan davacının …. tarihinden itibaren arkadaşları ile birlikte işi yavaşlatarak üretimin %85 oranında düşmesine neden olduğu işverence ibraz edilen grafiklerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle sözlü olarak uyarılan davacının üretimi yavaşlatmaya devam ettiği …..günü işverenin yazılı savunma istediği, davacının bu belgeyi tebliğ almaması vc savunma vermemesi üzerine işverence iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayandığından kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9.HD 2008/33696 E. 2010/22101 K. 05/07/2010.)
“….Somut olayda, davalı taraf 03.07.2006 tarihli tutanağa ve tutanak tanıklarının beyanına dayanarak feshin haklı olduğunu belirtmiş ise de davacı işçinin işini özenle yapması konusunda daha önce uyarıldığına dair delil yoktur.
Tutulan tutanakta, işçinin ne şekilde işini aksattığı belirtilmemiş ve daha önce bu konuda uyarıldığına veya disiplin cezası verildiğine dair delil de sunulmamıştır.
Sırf tutanağa dayanılarak feshin haklı nedenle yapıldığının kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2009/28384 E. 2011/42781 K. 14.11.2011)
“….İşveren tarafından davacı işçi 25.11.2008 tarihli yazı ile yine giriş çıkış kartlarını basmadığı gerekçesiyle uyarılmış ve uyarı yazısında “….aynı davranışın tekrarı halinde iş sözleşmenizin feshi sonucunu doğuracağı ihtaren tebliğ ederiz” şeklinde belirtilmiştir.
İşveren, 25.11.2008 tarihli ihtarnamesini takiben 28.11.2008 tarihli fesih bildirimiyle davacı işçinin iş akdinin önceki ihtarlara konu “işlen sıklıkla süresinden önce ayrılmak” gerekçesiyle feshetmiştir.
Davacının son ihtarı 25.11.2008 tarihli olup, bu tarih ile fesih bildiriminin yapıldığı 28.11.2008 tarihi arasında davacının yeni bir eylemi söz konusu değildir. İşçinin ihtara konu eyleminden sonra yeni bir eylem olmadığı takdirde ihtarlara konu eylem nedeniyle iş akdinin feshi haklı sayılamaz. 13u nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddi bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/4892 E. 2012/11435 K. 04.04.2012)
“…Davacının 4857 Sayılı Yasa Döneminde 2.1.2004 tarihli fazla çal ışmaya onay veren yazısına rağmen fazla çalışma yapmadığı bu nedenle iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının üç kez yazılı olarak uyarıldığı vc savunmasının istendiği halde fazla çalışmaya kalmayarak hatırlatıldığı halde görevini yapmadığı açıktır. Böyle olunca işverenin feshi haklı olup ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddi yerine mahkemece kabulü hatalıdır.”(9.HD. 2006/30233 E. 2007/16450 K. 28.05.2007)
“…Somut olayda davacının iş sözleşmesi hizmet akdini ve günlük imza föylerini imzalamadığı gerekçesi ile feshedilmiştir.
Dosyada davalı taşeron şirket tarafından ibraz edilen hizmet akdinde davacı imzası mevcuttur. Davacı 1.9.2006 günlü savunmasında günlük imza kartonunu zaten imzaladığını, geriye dönük olarak imza föyü bile olmayan boş kağıtların imzalatılmak istendiğini belirtmiştir.
İspat yükü kendisinde olan işveren imzalatılmak istenen belgelerin ne olduğuna ilişkin hiçbir delil sunmamıştır. Böyle olunca davacının savunmasının aksi kanıtlanmış değildir. Hangi belgelerin imzalatılmak istendiği kesin olarak belirlenmeden bu konuda HUMK. 75/3. fıkrası gereğince tarafların iddiaları sınırları dahilinde kendilerine lazım olan delillerin ibraz ve ikamesinin istemesi gerekirken eksik inceleme sonucu verilen karar bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD 2008/398 E. 2009/12973 K. 11.05.2009)
“Dosya içeriğinden davalı işyerinde 15.11.2006 tarihinden beri kargo dağıtım elemanı olarak çalışan davacının yapılan kontroller ve tutulan tutanaklara göre yönetmelikte belirtilen görevleri ısrarla yerine getirmediği gerekçesi ile iş sözleşmesinin 19.09.2009 tarihinde feshedildiği, 2008 vc 2009 yıllarında davacı hakkında hatırlatmalara rağmen işe geç geldiğine ve bazı günler izinsiz işyerini terk etliğine veya gelmediğine dair çok sayıda tutanakların tutulduğu, son dönemde ise ……..tarihinde manifesto poşetlerini doldurma görevini yerine getirmediği, ……tarihinde verilen görevi yapmadığı, 11.09.2009 tarihinde dc yine 400 gr. ağırlığındaki bir kargoyu götürmekten imtina ettiği ve son olarakta 17.09.2009 tarihinde izinsiz gelmediğinin tutanağa bağlandığı, davacının verilen görevleri bir çok defa yerine getirmediği tutanak ve bunları doğrulayan tanık anlatımı ile sabit olduğundan feshin haklı nedene dayalı olduğunun kabulü ile kıdem ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.”(22.HD. 2012/14300 E. 2013/3423 K. 21.02.2013)