Çalışılmayan dönem – Ücret alacağı – Yargıtay kararları
…Somut olayda dosya içerisinde mevcut işyeri ve SSK kayıtlarına göre davacının işyerinde kesintili olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Dinlenen tanıklardan M.A.ve I.İ. vize süresinin bitiminde ve yeniden vize alınıncaya kadar geçen askı süresi içinde çalışmadıklarını beyan etmişlerdir.
Bu hususlar iş müfettişlerince düzenlenen raporda da belirtilmiştir. 4857 sayılı yasanın 92/son maddesine göre çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir.
Diğer yandan davalı işyeri kamu kuruntudur, kayıtsız işçi çalıştırması düşünülemez, varsa böyle bir çalışma resmi yazılı belge ile kanıtlanabilir, ayrıca ücret çalışmanın karşılığıdır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde askı süresi içinde çalışılmayan dönem için davacının ücret isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2008/41537 E. 2010/36363 K. 06.12.2010
Somut olayda davacı davalı işyerinin özelleşme kapsamına alınması nedeniyle kapatılacağı belirtilerek,başka yerlere tayin talebinde bulunmalarının istendiğini, tayin talep ettiğini, diğer işçilerin atamaları yapılmasına rağmen kendisinin tayin edilmediğini, bu nedenle aylıklarından mahrum olduğunu belirterek çalıştırılmadığı süreye ait ücret isteğinde bulunmuştur.
Davacının daha önceki yıllarda da bir yıldan az sürelerde çalıştığı, son olarak işyerinin kapanacak olması nedeniyle akdinin 14.10.2001 tarihinde askıya alındığı, emekliliği hak etmesi nedeniyle atamasının yapılmadığı, 14.05.2002 tarihinde yeniden işbaşı yaptırılıp, 12.12.2003 tarihinde de % 20 kıdem fazlası ile emekliliğini talep ettiği ve emekli olduğu uyuşmazlık dışıdır.
Mahkemece, davalı işverenin davacının nakil talebini işleme koymaması haksız olduğu gerekçesi ile çalışmadığı yedi aya ait ücret alacağı hüküm altına alınmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte olan 1475 sayılı İş Yasasının 26 ve şimdi yürürlükle olan 4857 sayılı İş Yasasının 32. maddesine göre; ücret bir kimseye “bir iş karşılığı” sağlanan bir miktardır. Dolayısı ile bir işverenin çalışmayan veya diğer bir anlatımla her hangi bir iş yaptırmadığı işçisine ücret ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacının talebi de salt çalışmadığı günlere ait ücret alacağı olmakla davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2009/12788 E. 2011/12761 K. 02.05.2011
…Davacı işçinin 1.9.2003 tarihinden itibaren işyerine gelmediği hususu işverence sunulan tutanaklar ve içeriğini doğrulayan tanık beyanları ile sabit olmuştur.
Davacı taraf söz konusu günlerde işyerine giderek çalışmasına devam etliğini kanıtlayabilmiş değildir.
Bu itibarla 2003 yılı Eylül ayından 7 günlük ücret hesabı yapılarak ücret isteğinin kabulü hatalı olmuştur. Kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
9. HD. 2006/20016 E. 2006/24887 K. 26.09.2006
….Davacının işyerinde çalıştığı sırada tutuklanarak cezaevine girdiği tanıklarca ifade edilmiştir. Mahkemece bu husus araştırılmamıştır.
Bu yönde gerekli araştırmaya gidilmeli, cezaevinde kaldığı süre alacak hesaplarında dikkate alınmamalıdır.
9. HD. 2006/2399 E. 2006/7884 K. 31.01.2006
…Dosya içeriğinden 3.3.2002 tarihinde davacının bir arkadaşıyla birlikte işyerinde alkollü oldukları belirlendiği bu tarihten sonra davacının işyerinde çalışmadığı 18.3.2002 tarihinde işyerinde alkollü bulunmak ve devamsızlık yapmak fiillerinden hizmet akdinin işveren tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece de akdin 18.3.2002 tarihinde işveren tarafından feshedildiği ancak haklı feshin kanıtlanamadığı gerekçesiyle kıdem, ihbar ve 18 günlük ücret alacağının tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı 4.3.2002-18.3.2002 tarihleri arasında işe devam ettiğini, bu tarihlerde haklı bir mazereti bulunduğunu kanıtlayabilmiş değildir. Bu nedenle işverenin devamsızlığa dayalı feshinin haklı olduğu kabul edilerek ihbar ve kıdem tazminatı isteği reddedilmelidir.
Diğer taraftan 04-18.3.2002 tarihlerinde davacı davalı işyerinde çalıştığını kanıtlayamadığından ve ücrette bir çalışma karşılığı olduğundan bu süreye ilişkin ücret alacağı isteğinin de hüküm altına alınması bozma nedenidir. Mahkemenin gerekçe dahi göstermeden bu isteği kabul etmesi doğru değildir.
9. HD. 2006/7796 E. 2006/28438 K. 30.10.2006
…Davacı 1.11.2000-1.2.2001 tarihleri arasında fiilen çalıştığını, bu çalışması ile ilgili ücret ve ikramiyelerini ödenmediğini iddia ederek ücret ve ikramiye alacağı talep etmiştir.
Davalı iddia edilen tarihlerde çalışanların puantaj kayıtlarının tutulduğunu, puantaj kayıtlarında belirtilen çalışmalarla ilgili ücretin ödendiğini davacının davasının yersiz olduğunu savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının istekleri hüküm altına alınmıştır.
Davalının temyizi üzerine dairemizce, işyeri puantaj kayıtları celbedilerek davacının dava konusu dönemde çalışıp çalışmadığı belirlenerek hüküm kurulması için karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma kararı dışına çıkılarak daha önce tanık listesi verildiği ve tanık dinletildiği halde yeniden tanık listesi verilmesi için taraflara mehil verilmiş ve bu listelere göre dinlenen tanık ifadeleri ile sonuca gidilerek istekler önceki gibi hüküm altına alınmıştır.
Tanık ifadeleri çelişkili olduğu gibi işyeri bir kamu kuruluşudur. İşyerinde çalışanlarla ilgili puantaj kayıtları tutulduğu da anlaşılmaktadır. Davacının durumunda bulunan bazı işçilerin dava konusu dönemdeki çalışmaları puanlajlarda gösterilmiş ve ücretleri de ödenmiştir. Bozma kararımız ve işyerindeki çalışmaların puantajla belirlendiği gözönünde bulundurularak tanık beyanları ile sonuca gidilmesi yerinde görülmemiştir. Davacının puantaj kayıtlarında görülen çalışması ile ilgili olarak ücretinin ödendiği de anlaşıldığından, puantaj kayıtları ile çalıştığı saptanamayan süre ile ilgili ücret ve ikramiye alacak isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9.HD. 2006/15416 E. 2006/20001 K. 06.07.2006
…Davacının işyerine davalı tarafından el konulmadan önce 1.6.2003-12.6.2003 tarihleri arasında fiilen çalıştığı anlaşıldığından, bu dönem için ücret alacağına hükmedilmesi yerindedir.
Ancak davacı, işverene gönderdiği 20.6.2003 tarihli ihtarnamede de bu el koyma sebebiyle işyerinde, el koyma tarihinden itibaren 23.6.2003 tarihine kadar bir hafta süre ile işin durduğunu ve bu nedenle çalışılmadığını kabul etmiştir.
Bu durumda 13.6.2003-23.6.2003 tarihleri arasındaki çalışılmayan dönemde 1475 sayılı Yasanın 34,4857 sayılı Yasanın 40. maddeleri gereğince davacı ancak bir haftalık süre için yarım ücret talep edebilir. Mahkemenin bu dönem için tam ücrete karar vermesi hatalıdır.
9. HD. 2006/29500 E. 2006/31545 K. 30.11.2006