Arabuluculuk Anlaşma Belgesinin İcra Edilmesi
Arabuluculukta anlaşmaya varma konusunda bir zorlama yoktur. Tarafar, ancak ortak bir karar elde ettikleri takdirde bir anlaşmaya varırlar. Kural olarak, başvurulması gönüllü olan prosedür, tarafarın anlaşması hâlinde bağlayıcı bir anlaşma ile sona erer. Tarafar istedikleri, kendilerine ait bir karar olduğu için, bu anlaşmaya uyma olasılıkları oldukça yüksek olmaktadır.
Bu noktada arabuluculuk, yargısal yollardan farklı özellikler içermektedir. Yargılamada, sonuçları devlet gücüyle yerine getirilebilen, kural olarak kesin ve hukuken bağlayıcı sonuçlar üretilir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarında ve bu arada arabuluculukta da tarafarı bağlayıcı sonuçlara ulaşılabilir ve bazı hâllerde bunların mahkeme kararları gibi devlet gücüyle icra kabiliyetleri bulunmaktadır. Ancak bunun için uyuşmazlığın tarafarının arabuluculuk prosedürü sonrasında verilecek karara uyma konusunda anlaşmış olmaları gerekir. Uyuşmazlığı sona erdirecek bir çözüm üzerinde anlaşılamamış olması hâlinde, bağlayıcı bir sonuçtan da söz edilemeyecektir. Zira tarafarın anlaşmak mecburiyetleri yoktur. Arabuluculuk, sadece bu yolda gösterilen bir çabadır. Tahkimde ise tarafarın hakem kararına uyacakları konusunda önceden anlaşmaları yeterli olup, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinde olduğu gibi verilecek çözüm kararının bağlayıcı olması konusunda tekrar bir anlaşma yapılmasına gerek yoktur. Hakemin verdiği karar, yine hâkimin verdiği karara benzer şekilde icra kabiliyetine sahip olacaktır. Dolayısıyla tahkime gidilebilmesinin ve sonucunda verilen kararın bağlayıcı olabilmesinin ön şartı, bu konuda tarafarın anlaşmış olmalarıdır. Kısaca özetleyecek olursak, tahkim ve arabuluculuk süreci, başlatılması açısından gönüllü iken, mahkemeye başvurulabilmesi için böyle bir rızaya gerek bulunmamaktadır. Bağlayıcılık açısından ise mahkeme ve tahkim kararları tarafar için bağlayıcıdır. Arabuluculuk sonrası verilen kararın bağlayıcı olması, yani zorla icra kabiliyetinin bulunması Kanun’a dayanmaktadır (HUAK, madde 18/2; HUAKY, madde 22). Zira HUAK’a göre arabuluculuk süreci sonunda yapılan anlaşma belgesi ilam niteliğinde belgedir (HUAK madde 18/2). İlam niteliğinde belgeler ise İcra ve İfas Kanunu’nun 38. maddesine göre ilamlar gibi icra edilir. Yani ilamlı icra hükümlerine göre icra edilir. Anlaşma belgesi, ilam değildir. İlam niteliğinde belgedir. Bu özellik ona ilamın hüküm ve sonuçlarından sadece ilam gibi icra edilme özelliği kazandırır. İlamlar uyuşmazlık konusunda tarafarı arasında kesin hüküm doğururken ilam niteliğinde belge bu sonucu doğurmaz.
Tıpkı diğerleri gibi arabuluculuk sonucunda yapılan sözleşme de, bir sözleşmede bulunması gereken temellerden birinin eksik olması hâlinde uygulanabilirliğini yitirir. Borçlar hukuku bakımından gerekli görülen asgari koşullar, arabuluculuk sonucu imzalanan sözleşmede sağlanmış olmalıdır. Diğer sözleşmelere karşı ileri sürülebilen hata, hile, tehdit gibi iddialar bu sözleşme için de geçerlidir, yani sözleşmeler hukuku uygulanır. Tarafardan birisi yapılan anlaşmanın kanuna aykırı olduğunu düşünürse, anlaşmanın geçersiz olduğu iddiası ile mahkemeye başvurabilir.
Arabuluculuk sürecine başvurulmuş ve sürecin sonunda bir anlaşma belgesi hazırlanmış olsa bile, bu belgenin mahkemede icra edilmesi her zaman gerekmeyebilir. Ancak belgenin icra edilmesi gerekir ise mahkemeye icra edilebilirlik şerhi almak için başvurulabilir (HUAK, madde 22/2; HUAKY, madde 22/2). Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebilir.
Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir.
(EK-2 İcra Edilebilirlik Şerhi Örneği). Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır. İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilir (HUAK, madde 22/3; HUAKY, madde 22/3). Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır.
Bu incelemenin kapsamı, anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebrî icraya elverişli olup olmadığı hususları ile sınırlıdır. Bu inceleme ile amaçlanan husus, arabuluculuğa elverişli olmayan konularda düzenlenecek anlaşma belgelerine icra edilebilirlik şerhinin verilmesinin önüne geçmektir.
Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır (HUAK, madde 22/3; HUAKY, madde 22/3). Tarafar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır.