Taşeron İşçilerin Hakları Nelerdir?
Bugün ülkemizde genellikle kamu sektörü ihtiyaç duyduğu bazı hizmetlerini taşeron şirketlerden sağlamaktadır. Kamu kuruluşlarının aralıklarla ihale yolu ile hizmet alımı yaparken, genellikle ihaleyi alan taşeron şirket değişmektedir. Fakat yeni taşeron eski çalışanlar ile çalışmaya devam etmektedir. Bu durumda kurumlarda çalışan işçilerin işverenleri değişmekte ve işçilerin SGK kayıtlarında sürekli giriş-çıkış işlemleri görünmektedir. Yani değişen taşeronlara rağmen işçiler değişmemekte, işçiler aynı şekilde ve aynı konumda çalışmaya devam etmektedir. Buna rağmen işçiler oluşan uyuşmazlıklarda nasıl ve ne şekilde hareket edeceklerini bilmemektedirler.
4857 Sayılı Yeni İş Kanunumuzun 2 inci Maddesinde; bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran, diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir, “bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur’’’ denilmektedir.
Maddeden anlaşılan, İş Kanunumuz iki işverenden bahsetmektedir. Bunlar;
- Diğer işveren (alt işveren)
- Asıl işveren.
Asıl işveren ile diğer işveren (alt işveren) arasında kurulan ilişkiye de “asıl işveren- alt işveren ilişkisi” denilmektedir. Alt işveren, iş hayatında ise “taşeron” (müteahhit) olarak adlandırılan kişidir.
İş Kanununun 2. maddesine özet olarak baktığımızda:
- Alt işverenin kendi çalıştırdığı işçilerine karşı işveren durumundadır. Bu nedenle de, asıl işveren için İş Kanununda öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar, alt işveren (taşeron) için de geçerlidir. Ancak, bunun geçerli olabilmesi için asıl işveren ile alt işveren arasında yaptıkları istisna akdinde söz konusu hususların yer almış olması gerekir.
- Asıl işveren ile alt işveren arasındaki sözleşmede yer alan bu hususlar emredici niteliktedir. Aksine başka türlü işlem yapılamaz. Taraflar birbirlerine yaptıkları sözleşmedeki hükümlerle bağlıdırlar.
Ancak bu durum, alt işveren işçilerini ve hak sahiplerini bağlamaz. Kanun koyucu, işçileri korumak ve onlara güvence vermek amacıyla esas işvereni de alt işverenle birlikte sorumluluk altına sokmuştur.
Bu konuya yüksek yargının bakışını Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 27.04.1998 tarihli 1998/3083 kararında şöyle görüyoruz;
506 sayılı yasanın 87. Maddesinde aracı veya taşeron işveren tanımı ve sorumlukları belirlenirken iki ölçütün esas alındığıdır.
Bunlardan birincisi, asıl işveren konumunda bulunan kimsenin, öncelikle işçi çalıştıran bir işveren özelliğine sahip olması olduğu,
İkinci ve en önemli hususun, tali işveren durumunda bulunan işverenin almış ve yüklenmiş olduğu işin, asıl işverenin asli ve yardımcı işlerinden olması olduğudur.