Kamu Davası Nasıl Açılır? İşlemleri Nelerdir?
Kamu davasının açılması için gerekli girişimde savcı bulunur; davayı, iddianameyi kabul eden mahkeme açar veya 15 günlük inceleme süresi geçince kanun gereği dava açılmış olur. 4483 sayılı Kanun gereğince yürütülen soruşturma sonucunun da savcıya bildirilmesi ve savcıdan iddianame düzenleyerek dava açılması talep edilmelidir. Ayrıca 2547 sayılı Kanun’un 53/1-c maddesi kapsamında yürütülen ceza soruşturması sonucunda yetkili kurulun lüzum-u muhakeme kararı da kesinleşmesini müteakip iddianame yerine geçer
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/2. maddesi gereği, kamu davasının açılabilmesi için soruşturma sonucunda toplanan delillerin, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturması gerekir. Eldeki deliller neticesinde, sanığın mahkûmiyet olasılığı beraat olasılığından fazla ise yeterli şüphe var demektir. Başka bir ifadeyle söylemek gerekirse, Cumhuriyet savcısı, suçun kanıtlanması ihtimalini zayıf görürse dava açmaz. İşte bu nedenle soruşturma evresinde şüphe, kamu davasının alt yapısını oluşturur ve şüpheden sanık yararlanır ilkesinin soruşturma evresinde doğrudan uygulama alanı yoktur.
İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür (CMK m. 170/5). Ayrıca işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir (CMK m. 170/6).
Kanun’un 2. maddesi uyarınca da iddianamenin kabulü ile soruşturma evresi son bularak kovuşturma evresine geçilir ve kamu davası açılmış olur. Böylece artık hükmün kesinleşmesine kadar geçecek yeni bir evreye girilmiş olur.
Kamu Davasını Açmada Takdir Yetkisi
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171/1. maddesi uyarınca, “Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.”
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu’nda iki şekilde düzenlenmektedir. İlki 93/1. maddede olduğu gibi cezanın tümden ortadan kaldırılmasını sonuçlarken, İkincisi 93/2. maddede olduğu gibi sadece cezanın indirilmesini gerektirir. İşte ilk durumun mevcudiyeti hâlinde, yani cezanın tümden ortadan kaldırıldığı durumda CMK Cumhuriyet savcısına takdir yetkisi tanımış ve bu durumda kamu davasının açılması maksadıyla iddianame düzenlemeyebileceğini öngörmüştür. Hatta bu takdir yetkisinin sınırı o kadar geniştir ki Kanun, savcının bunu nasıl kullanacağı konusunda bir sınır ortaya koymadığı gibi takdir yetkisinin olduğu durumlarda vereceği kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz yolunu dahi öngörmemiştir.
Ayrıca şahsi cezasızlık sebebinin varlığı da tıpkı yukarıda açıkladığımız cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasında olduğu gibi savcının iddianame düzenleyip düzenlememe hususunda takdir yetkisine sahip olduğu bir hâldir.
Şahsi cezasızlık nedeni, failden kaynaklanan bir nedenle, yasa gereği ona ceza verilmesinin mümkün olmaması anlamına gelmektedir. Bu bağlamda örneğin mala zarar verme suçunun haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin zararına işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi
Kanun’un 171/2-6. maddesinde düzenlenmektedir. Soruşturma evresinin sonunda Cumhuriyet savcısına tanınan bir yetki de kamu davasının açılmasını erteleme yetkisidir. Bununla bir yandan önemsiz suçlardan dolayı kişinin sanık statüsüne girmesi engellenmiş, diğer taraftan da mahkemelerin iş yükü azaltılmış olacaktır. Bu noktada kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilecek durumlar 7188 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle hayli arttırılmıştır.
Kamu davasının açılmasının (iddianamenin düzenlenmesinin) ertelenmesi koşulları şu şekildedir:
Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlardan olmaması
Üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi
Yeterli şüphenin bulunması (zira suçun işlendiğine dair yeterli şüphe mevcut değilse kamu davasının açılmasının ertelenmesini gerektirecek bir durum da yok demektir; takipsizlik kararı verilir).
Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı (kesinleşmiş) hapis cezası ile mahkûmiyetin bulunmaması
Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi
Ertelemenin şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması (Yeterli şüphenin bulunması, şüphelinin ileride suç işlemekten çekineceği kanaatinin oluşması şartı ile birlikte bu şartın diğerlerine göre daha çok sübjektif olduklarını söyleyebiliriz) Mağdur veya kamunun uğradığı Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi
Erteleme süresi beş yıldır. Çocuk Koruma Kanunu’nun 19. maddesine göre ise bu süre üç yıldır. Gerek Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki gerek Çocuk Koruma Kanunu’ndaki düzenleme uyarınca savcının ertelemek zorunda olmadığına dikkat edilmelidir. Bununla birlikte bizce Cumhuriyet savcısı neden erteleme kararı vermediğinin gerekçelerini de ortaya koymalıdır.
a) Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar, c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar bakımından kamu davasının açılmasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanabilmesi mümkün değildir.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı öngörülen kanun yolu itirazdır. Suçtan zarar gören, bu karara karşı itiraz edebilecektir.
Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez (CMK m. 171/4).
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, 171. maddede belirtilen amaç için kullanılabilir (CMK m. 171/5).