İddianamenin içeriğinde neler yer alır?
İddianamenin temelini yeterli şüphe oluşturur. Yeterli şüphe, hukuka uygun ve sağlam delillere dayanan bir değerlendirmedir ve mahkumiyet olasılığını ortaya koyması gerekir.
C. savcısının kamu davası açmak üzere düzenlediği iddianamenin görevli ve yetkili mahkemeye hitap etmesi gerekir.
İddianamenin gerekçeli olması gerekir. Mütalaa veya karar mahiyetindeki hükümlerde meselelerin açıklanması, bir diğer söyleyişle ortaya konması mantıkî bir zorunluluktur.
Kanun bu konuda açıklık getirmiş ve iddianamede yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri ile birlikte yüklenen suçun işlendiği tarih, yer ve zaman diliminin gösterilmesini; yüklenen suçu oluşturan olayların mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanmasını ve şüphelinin lehine olan hususların da ileri sürülmesini mecburi hale getirmiştir (CMK 170): Buna benzer şekilde, hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar da ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir (CMK 230). Bununla birlikte uygulamada olayın bir özeti yapılmak suretiyle halli gereken maddî ve hukukî meseleler bir dereceye kadar açıklanmaktadır.
Mütalaa niteliğindeki her hükümde gerekçe gösterilmesi çok yararlı olduğu halde kanun bunu kural olarak mecburî saymamış, sadece belli mütalaalarda istisna olarak belli hususların gösterilmesini istemiştir. Örneğin, iddianamede “deliller” gösterilecek (CMK 170/3-j),fakat bu delillerin olay içinde ifade ettiği anlam da açıklanacak, yani gerekçelendirilmekle birlikte izah edilecektir (CMK 170/4).
Anayasa‟da ve Kanunda bütün kararların gerekçeli olarak yazılmasının mecburî tutulması sadece genel normun, yani kuralın bu yolda olduğunu gösterir. Gerektiğinde istisna kabulüne engel değildir. Zira gerekirse her kuralın istisnası kabul edilebilir. Benzer bir durum “arama hukuku” için de geçerlidir. Bu istisnaları Anayasa elbet bir bir gösteremezdi, kanunumuz göstermiştir. Bu istisnaların içtihatla da kabulü mümkündür. Bu istisnaları Anayasaya aykırı bulmamak gerekir, zira aykırılık başka şey, istisna oluş başka şeydir. Aynı nedenlerle istisnanın istisnası da elbet olabilecektir. Hukukun temel bir prensibine göre istisnalar kuralları ortadan kaldırmaz, sadece bir noktada uygulanmaz hale getirir. Bunun anlamı geri kalan bütün noktalarda kuralın desteklenmesidir. Kuralı ortadan kaldıran, yok eden istisna değil, ona aykırı olan bir diğer kural, yani genel norm kabul edilmesidir. Anayasadaki kaidenin aksine bir kaide kabulü halinde Anayasaya aykırılıktan söz edilebilir. Kanunların yürürlükten kaldırılışında da bu esas uygulanmaktadır, istisna ise özeldir ve genel norma aykırı sayılmaz.