Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat Davası

Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat Davası

Antalya BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. Hukuk Dairesi
Esas: 2016 / 4
Karar: 2016 / 4
Karar Tarihi: 13.10.2016

ÖZET: Dosyada bulunan kusur raporlarına, tıbbi belgelere, ATK raporuna ve ceza dosyasına ait belge ve tutanaklara göre davalıların fiilleri neticesinde, davacı F.D.’in yüzünde sabit iz oluşacak şekilde cismani zarara maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Oluşan bu cismani zararın davacının maddi zararına sebebiyet verebileceği de olasıdır. Keza cismani zarara uğrayan kişi buna sebebiyet verenlerden manevi tazminat altında bir miktar para ödenmesini de isteyebilir. Hal böyle olunca davacılardan F.D.’in ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu kararın kaldırılması ve adı geçen davacının ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi icap etmektedir. Ancak İİK’nın maddesindeki teminat alınması kuralı” nazara alınmalıdır. İstekte teminat alınmamasını gerektirecek haller bulunmamaktadır. Diğer davacılar N.D., Furkan Demir ve A.S.D. ise herhangi bir cismani zarara uğramamışlardır. Eşleri-babaları olan F.D.’in maruz kaldığı fiillere istinat eden manevi tazminat istemleri ise TBK’nın maddeleri çerçevesinde değerlendirilmeye muhtaçtır. Bu davacıların haczi ihtiyati istemlerinin reddine dair olan karar haklar dengesine uygundur ve yerindedir. Davacılar N.D., F.D. ve A.S.D.’in istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Cismani Zarara Uğrayan Kişinin Buna Sebebiyet Verenlerden Manevi Tazminat Altında Bir Miktar Para Ödenmesini İsteyebileceği

(6100 S. K. m. 353, 406) (2004 S. K. m. 257) (6098 S. K. m. 56, 58)

Dava: Haksız eylem-cismani zarar sebebi ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini isteyen davacılar Fahri DEMİR, Nefise DEMİR, Furkan DEMİR ve Ayşe Sude DEMİR vekilleri Av. Mehmet Salih GÜL’ün aynı zamanda istenen tazminat miktarını karşılayacak ölçüde ihtiyati hacze karar verilmesi isteminin reddine dair Antalya 4. Aslîye Hukuk Mahkemesinden verilen 28/07/2016 günlü ve 2016/315 Sayılı kararın adı geçen davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine duruşma açılmasını icap ettiren herhangi bir cihet bulunmadığından HMK’nun 353/b madde ve bendi uyarınca dosya üzerinde yapılan incelemeler ve görüşmeler sonucunda, gereği düşünüldü;

A- OLAY:

21/09/2014 günü saat 21:00 sıralarında davacı Fahri DEMİR içerisinde eşi Nefise DEMİR ve çocukları Furkan DEMİR- Ayşe Sude DEMİR’in de bulunduğu ve kendisinin yönetimindeki 07 BMU 72 plakalı araçla piknik için bulunduğu mesire alanından ayrılırken davalılardan Hasan AKSOY’un üç yaşındaki oğlu Yağız AKSOY’un ayağının üzerinden geçmiştir.

B- TALEP:

Davacılar vekili, bu hadiseden sonra davalılar Hasan AKSOY ve Eray TONGA’nın gelerek davacı fahri DEMİR’e saldırdıklarını, yüzünde sabit eser husule getirdiklerini, aracına da zarar verdiklerini açıklayarak bu davacı için 1.000 TL maddi ve 45.000 TL manevi tazminata, hadisenin kendi gözleri önünde gerçekleşmesi sebebiyle eş Nefise DEMİR için 15.000 TL ve çocukların her biri için 6.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, istekle birlikte tüm davacılar için talep ettiği 73.000 TL üzerinden her iki davalı hakkında ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiştir.

C- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

İlk Derece Mahkemesince İstinaf konusu edilen kararla İİK. 257 ve izleyenmaddelerindeki koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddi cihetine gidilmiştir.

D- İTİRAZ:

Davacılar vekili tüm davacılar yönünden ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiğini açıklayarak İlk Derece Mahkemesinin red kararının kaldırılmasını ve istekleri vechile karar verilmesini istemiştir.

E- İHTİYATİ HACİZ ŞATLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki kuruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir.Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkım ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6,2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati hacız istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gölden uzak tutulmaması gerekir, İİK’nun 257 ve izleyen maddelerine göre rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Bu kuralın haksız, eylemden kaynaklanan tazminat isteklerinde de uygulanması gerektiği belirgindir. Çünkü bu isteklerde de para alacağına kavuşulması amaçlanmaktadır. Yargıtay’ın istikrar kazanmış ilke ve uygulamalarına göre, haksız eylemden kaynaklanan zarar haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 24.05.2016 gün ve 2016/4517-6851 E.K. sayılı ilamı)

Dosyada bulunan kusur raporlarına, tıbbi belgelere, ATK raporuna ve ceza dosyasına ait belge ve tutanaklara göre davalıların fiilleri neticesinde, davacı Fahri Demir’in yüzünde sabit iz oluşacak şekilde cismani zarara maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Oluşan bu cismani zararın davacının maddi zararına sebebiyet verebileceği de olasıdır. Keza cismani zarara uğrayan kişi buna sebebiyet verenlerden manevi tazminat altında bir miktar para ödenmesini de isteyebilir. (6098 Sayılı TBK 54 ve 56) Hal böyle olunca davacılardan Fahri Demir’in ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu kararın kaldırılması ve adı geçen davacının ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi icap etmektedir. Ancak İİK’nın 259. maddesindeki teminat alınması kuralı” nazara alınmalıdır. İstekte teminat alınmamasını gerektirecek haller bulunmamaktadır.

Diğer davacılar Nefise Demir, Furkan Demir ve Ayşe Sude Demir ise herhangi bir cismani zarara uğramamışlardır. Eşleri-babaları olan Fahri Demir’in maruz kaldığı fiillere istinat eden manevi tazminat istemleri ise 6098 Sayılı TBK’nın 56 ve 58 maddeleri çerçevesinde değerlendirilmeye muhtaçtır. Bu davacıların haczi ihtiyati istemlerinin reddine dair olan karar haklar dengesine uygundur ve yerindedir.

İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi Gereği

F- HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-) Davacılar Nefise Demir, Furkan Demir ve Ayşe Sude Demir’in istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,

2-) a-Davacı Fahri Demir’in istinaf başvurusunun KABULÜNE,

b-Adı geçen davacının ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/07/2016 günlü ve 2016/315 Esas sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3-) İİK’nun 257 ve izleyen maddeleri uyarınca yukarıda kimlik bilgileri yer alan borçlular- davalılar Hasan Aksoy ve Eray Tongal’ın yedlerinde veya üçüncü şahıslarda olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer hakları üzerine davacı Fahri Demir yararına 46.000,00 TL tutarındaki istekle sınırlı olmak kaydıyla ihtiyati haciz konulmasına,

4-) İİK’nun 259.maddesi uyarınca alacak miktarının % 10’u nispetinde (4.6000.00 TL) teminat alınmasına.

5-) Belirlenen teminatın yatırılması halinde ihtiyati haciz kararının infazına,

6-) Kararın infazı için Antalya İcra Dairesi’nin yetkili kılınmasına,

7-) Kararın ilgililere tebliği, teminat alınması ve sair işlemlerin İlk Derece Mahkemesi’nce yerine getirilmesine,

Dair, İİK’nun 258/3 madde ve fıkrası uyarınca 13.10.2016 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.