Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Borçluya İkinci Defa Ödeme Emri Gönderilmesi

Borçluya İkinci Defa Ödeme Emri Gönderilmesi

BORÇLUYA İKİNCİ DEFA ÖDEME EMRİ GÖNDERİLMESİ
ÖZET: Borçluya ikinci defa ödeme emri tebliği karar verilmesi borçluya yeni bir itiraz hakkı verir.
(… Alacaklı başlatmış olduğu icra takibinde borçluya yeniden ödeme emri gönderilmesi talebinde bulunmuş, talep icra müdürlüğünce kabul edilerek borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmiştir.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ikinci defa ödeme emri tebliği borçluya yeni bir itiraz hakkı verir.
Somut olayda, borçluya ikinci ödeme emrinin tebliğ edildiği 02.05.2011 tarihine göre de, borçlunun İİK’nın 168/4. maddesinde belirtilen yasal (5) günlük süre içinde (05.05.2011 tarihinde) icra mahkemesine başvurduğunun kabulü gerekir.
O halde mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı bir şekilde istemin süreden reddi isabetsizdir.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, imzaya itiraza ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı (borçlu) vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacı (borçlu) vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulun’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, dosya kapsamına göre davacı borçlunun adli yardım talebinin yerinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre temyiz talebinin incelenmesinin gerekip gerekmediği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu (6100 sayılı HMK)’ nun “ Adli yardımdan yararlanacak kişiler “başlıklı 334/1. Maddesi “ Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” Şeklinde hüküm içermektedir.
Diğer taraftan; 6100 sayılı HMK’nın 336/3. Maddesine göre; kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılabileceği düzenlendiğinden, davacının Yargıtay’da temyiz incelemesi sırasında adli yardım talebinde bulunabileceği ve Hukuk Genel Kurulu’nun da bu talebi incelemeye yetkili olduğu anlaşıldıktan sonra, davacının adli yardım şartlarını taşıyıp taşımadığı konusuna gelince, davacının adli yardım talebine eklediği bilgilere göre, SGK kaydının bulunmadığı, tarımsal faaliyetinin bulunmadığı, adına kayıtlı araç bulunmadığı, herhangi bir menkul veya gayrimenkul malvarlığının bulunmadığı, başkasına ait evde kaldığı ve köy halkının yardımı ile geçindiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, kararın temyiz incelemesinin yapılabilmesi için gereken temyiz harcını kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek işin esasın incelenmesinin geçilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı/ borçluya ödeme emrinin 2. kez tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edildiğinin kabul edilmesi halinde yapılan 2. Tebliğin davacı (borçlu) lehine hak doğurup doğurmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davalı alacaklı vekilinin takip talebi üzerine icra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin borçlunun takip talebinde bildirilen adresine gönderilmesi üzerine tebligat zarfında adı geçen Z.Ö’ün Kartal “adresinde ikamet ettiği şeklinde tebligat zarfının üzerine şerh düşülmesi üzerine tebligatın bu adrese yönlendirildiği ve bu adreste icra dosyası borçlusu olmayan isim benzerliği bulunan Z.Ö.’ye tebliğ edildiği ve Z.Ö.’ün aynı gün tebligatı kendisine sehven yapıldığını belirten dilekçesi ile tebligatı icra müdürlüğüne iade ettiği anlaşılmaktadır.
Daha sonra alacaklı vekili 18.04.2011 tarihinde davacı borçlunun mernis adresi çıkartılarak ödeme emrinin tebliğ edilmesini talep etmesi üzerine, icra dosyasının borçlusu Z.Ö. ‘ye (T.C. NO:7………………., R. ve Ş. oğlu, 01.05.1974 doğumlu olup borçlunun mernis kaydına göre, yerleşim yeri adresinin ödeme emrinin Ardahan adresinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında davacı borçluya ödeme emrinin ikinci kez tebliğ edilmediği, ilk ödeme emrinin isim benzerliğinden dolayı icra borçlusu olmayan üçüncü bir kişiye tebliğ edildiği, bu şahsında tebligatı iade ettiği anlaşıldığından, davacı borçluya ödeme emrinin 02.05.2011 tarihi olarak kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın reddine dair kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır.
SONUÇ
Davacı borçlu vekilinin temyi itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile 6217 Sayılı Kanun’un 30. Maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3 “aftıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 Sayılı Kanun’un 29.maddesi ile eklenen “ Geçici Madde 7” aftıyla uygulanmakta olan aynı Kanun’un 366/111. Maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2014 gününde oy birliği ile karar verildi.
Y.HGK E. 2013/12-737 K. 2014/324 T.19.03.2014