Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası Nedir?

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası Nedir?

MADDE 209- (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırı­lır.

(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukukî sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahte­cilik hükümlerine göre cezalandırılır.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Koruduğu Hukuki Değer

Maddeyle, belirli bir tarzda doldurulup kullanılması için verilmiş boş bir kağı­dı, teslim edenin isteğine ve imzalı boş kağıdı veriş nedenine aykırı olarak dolduran kimse cezalandırılmaktadır.

Kağıdı imzalayan kimse, bunu iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanılmak üzere faile kendiliğinden vermiş, ancak fail, bu kağıdı imza sahibinin rıza ve irade­sine aykırı olarak doldurup kullanmıştır. Buradaki eylemle, kamunun değil, bireyin güveninin sarsılmasından söz edilebilir ise de failin, sahibinin rızasının dışında kağıt veya kağıttaki boş yerleri doldurması ve sahte bir ispat vasıtası, bir başka deyişle özel veya resmi bir belge oluşturması sonucunda kamu güveninin zedelen­diğinden de söz edilebilir. Bu durum açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun kamu güvenine karşı işlenmiş olduğu görüşünü güçlendirmektedir ki suç kamu güvenine karşı suçlar bölümünde yer almıştır.

Güveni kötüye kullanma suçu mağdurun malı üzerinde zilyetliğin devri amacı dı­şında tasarrufta bulunmakla; açığa imzanın kötüye kullanılması suçu ise, imzalı kağıda hukukça hüküm içeren bir yazının kağıdın verilme nedeninden farklı bir şekilde yazıl­ması ile tamamlanır. Bu nedenle, açığa imzanın kötüye kullanılması suçu malvarlığına karşı işlenen suçlardan ayrılmakta, sahtecilik suçları kapsamında değerlendirilmektedir. Nitekim, maddenin 2. fıkrasında failin imzalı ve yazısız kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirmesi halinde belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılması öngörülmüştür. Bu suçla korunan hukuki değer, ispat vasıtalarının her türlü sahtecilikten uzak oldukla­rının düşünülmesini sağlayan kamu güvenidir, malvarlığı hakkı değildir.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Maddi Öğesi

Herkes bu suçun faili olabilir. Bir kamu görevlisi de bu suçu işleyebilir.

Suçun mağduru, boş kağıdı belirli bir şekilde doldurulup kullanılmak üzere açığa imzalayarak veren ve iradesine aykırı olarak doldurulmak suretiyle ya da imza­lı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukukî sonuç doğuracak şekilde zararına doldurulan kimse olabilir. Ancak, suçun düzenlendiği bölüme ve koruduğu hukuki değerin kamu güveni olma­sına bakıldığında suçtan zarar görenin toplum olduğu da söylenebilir.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Konusu

Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere faile teslim olunan veya hukuka aykırı olarak ele geçirilen veya elde bulundurulan imzalı ve kısmen veya tamamen boş kağıt suçun konusunu oluşturmaktadır.

Açığa imza, hiç yazı taşımayan ya da hukuken hükümsüz olan bazı yazıları içeren kağıdın bir kişi tarafından imzalanmış bulunmasını ifade eder. Maddede bu durum “imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı dolduran kişi” biçiminde ifade edilmiştir. Açığa imzanın varlığı için ya imzalanan kağıdın tamamen boş bu­lunması ya da içerdiği yazıların hüküm ifade etmemesi gerekir. İmzalı kağıttaki yazıların hukuken hüküm ifade etmesi nedeniyle, kağıdın bir belge niteliği taşıması durumunda, yapılan eklemeler belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme niteliği taşır ve belgede sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılmayı gerektirir. Bu durum madde gerekçesinde de “Suçun oluşması için imzanın gerçek olması temel koşuldur. Ayrıca verilen kağıt, hukuken geçerli bir belge oluşturmayacaktır. Suç, gerçek bir belgenin tahrif veya tağyiri şeklinde işlenecek olursa, belgede sahtecilik suçu söz konusu olur.” Biçiminde ifade edilmiştir.

Açığa imza ve failin açığa imzalanmış bir kağıda zilyet bulunması, suçun iki ön koşuludur. İmzanın doldurulması gerekli kağıda önceden atılmış olması gerekir. Önce­den doldurduğu kağıdı, sonradan ilgili kişiye imzalatan failin eylemi açığa imzanın kötü­ye kullanılması ya da belgede sahtecilik değil, hile kullanılmış ve koşullan varsa dolandı­rıcılık suçunu oluşturabilir. Failin açığa imzalı kağıda, ilgilinin nzası ile ya da hukuka aykırı bir yöntemle zilyet olması olanaklıdır. Maddenin 1. fıkrasındaki halde vermenin rıza ile olması gerekir. Bu verme aynı zamanda, açığa imzalı kağıdın kendisine verildiği kimseye kayıtsız şartsız ya da bir şarta bağlı olarak hukuki sonuç doğuracak bir yazı yazma vekaletini, anlaşmayı da içine alır. Eğer vekalet bir koşula bağlanmış ve koşul gerçekleşmemiş ise, ilgili kimse açığa imzalı kağıdı bir yazı yazmaksızın geri verme yükümündedir. Koşul gerçekleştiğinde ise, ancak izin verilen hukuki işlemi yazmaya yetkilidir. Bu anlaşma ya da vekaletin yazılı ya da sözlü olmasının önemi yoktur. Madde metninde bu durumu “Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan ..” biçiminde ifade olunmuştur. “Doldurulup kullanılmak üzere teslim”, aradaki anlaşmanın yazılı ya da sözlü olması yönünde bir hükmü çağnştınnamaktadır.

Maddenin 2. fıkrasındaki halde ise, imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdın hukuka aykırı olarak ele geçirilip veya elde bulundurulup da hukukî sonuç doğuracak şekilde doldurulması söz konusudur. Bu durumda belgede sahtecilik suçu oluşur. Bir kimsenin, boş bir kağıda isim ve adresini yazıp imzalamasının ardından failin, bu kağıdı borç doğuran bir senet halinde düzenlemesi açığa imzanın kötüye kullanılması değil, maddenin 2. fıkrasında düzenlenen belgede sahtecilik suçunu oluşturur. Başkasına verilen imzalı boş kağıdı kendi adına dolduran kişinin eylemi de Özel veya resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Vermenin bu­lunmadığı ve imzalı boş kağıdın rıza dışında veya hukuka aykırı olarak ele geçirile­rek hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurulması eylemleri, belgede sahtecilik hükmündedir. Burada bir verme yoktur, sahibinin iradesi bulunmamasına karşılık ele geçirme vardır. Bu nedenle açığa imzanın kötüye kullanılması değil, belgede sahtecilik olarak kabul yerindedir.

Fail, imzalı özel ya da resmi belgeyi hukuki sonuç doğuracak biçimde doldura­bilir. Daire amirinin imzalayıp masası üzerinde bıraktığı resmi belge niteliğindeki boş kağıdı dolduran kişi resmi belgede sahtecilik hükmüne ilişkin TCK’mn 204/1. maddesi uyarınca cezalandırılır. Belgenin özel nitelikte bulunması ve kullanılması halinde ceza TCK’mn 207. maddesi uyarınca belirlenir. Bu şekilde doldurulan belge hukuki sonuç doğurmaya elverişli değil ise suç oluşmaz.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Hareket ve Neticesi

Suçu oluşturan eylem, imzalı boş kağıda hukukça hüküm doğuracak bir işlemi yazmak veya yazdırmaktan ibarettir. Yazdırmak yazmasına izin vermek değil, biz­zat yazmakla görevlendirmektir.

Hukuki sonuç doğuran işleme ilişkin yazının mutlak olarak bir zarar oluştur­ması gerekmez. Böyle bir belgenin düzenlenmesi ile sahte bir ispat vasıtası meyda­na getirildiğinden, bu durumun kamunun güvenini sarsacağı ve açığa imzanın kötü­ye kullanılması suçunun oluşacağı söylenebilir. Madde metninde, failin yazmaya yetkili olduğundan başka hukuki sonuç doğuracak bir yazıyı yazması cezalandırıl­mıştır. Zarar koşuluna yer verilmemiştir.

İmza sahibinin imzalı boş kağıdı verdiği anda varolan rızası eylemi suç olmak­tan çıkarır. Birden fazla imzalayanı bulunan boş kağıdın doldurulması eyleminde, imzalayanlardan birinin rızası eylemi hukuka uygun hale getirir. Nitekim suçun takibi şikayete bağlı tutulmuştur.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu, imzalı boş kağıda imza sahibinin rı­zasına aykırı olarak hukuki sonuç doğuracak bir yazının yazılması ile tamamlanır. Ancak suçun tamamlanması için bu belgenin kullanılmasını da aramanın daha doğru olacağı düşünülebilir. Çünkü belgenin hukuki sonuç doğunnası ancak kullanıldı­ğı anda olanaklıdır. Bu durumda suçun, belgenin kullanıldığı anda tamamlandığını kabul etmek daha doğru olacaktır. Çünkü, aksi takdirde imzalı kağıda rıza dışında hukuki sonuç doğuran yazıyı yazdıktan sonra hemen yırtan kişinin de suçu işlediği­ni kabul etmek gerekecektir.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun  Manevi Öğesi

Doğrudan kastla işlenebilir.

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Yaptırımı

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu üç aydan bir yıla kadar hapis cezasın gerektirir.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçuna ilişkin ceza, kısa süreli642 olrmi nedeniyle, YTCK’nın 50/1. maddesi uyarınca adli para cezasına ya da bu fıkrada^ tedbirlerden birine çevrilebilir. Ancak bu durumda hükmolunan tedbir ya da ad para cezasının YTCK’nın 51. maddesi hükmüne göre ertelenme olanağı kalmaz.

Hükmolunan hapis cezası adli para cezasına çevrilmezse, fail, YTCK’nın 53/L maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis ce­zasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak yoksun bırakılır. Kişi, işlemiş bulundu­ğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar t_ hakları kullanamaz.643

Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunda Uzlaşma-Kovuşturma Ve Görevli Mahkeme

Maddenin 1. fıkrasında öngörülen açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, şikâyete bağlıdır. İmzalı boş kağıt ancak taraflar arasında belirli bir ilişki şeklinin varlığı hâlinde söz konusu olabileceğinden, kovuş­turmanın şikâyete bağlı tutulması uygun görülmüştür. Şikayet süresi TCK’nın 73/1. maddesinde öngörüldüğü üzere altı aydır ve aynı maddenin 2. fıkrası hükmü­ne göre fiilin ve failin öğrenildiği günden başlar. Bunun yanında 2. fıkrada öngörü­len halde, belgede sahtecilik hükümleri uygulanacağından, suçun C. Savcılığınca doğrudan soruşturma ve kovuşturulması söz konusudur.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçunun 1. fıkrada öngörülen hali 5271 sa­yılı CMK’nın 5560 sayılı Kanunla değişik 253./l maddesine göre uzlaştırma hü­kümlerine tabidir.

Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10. maddesi uyarınca yargılamayı yapmakla görevli mahkeme sulh ceza mahkemesidir.